Mesleğimiz gereği sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar haber akışının olduğu tüm iletişim kanallarını hiç kaçırmadan takip etmek gibi bir zorunluluğumuz bulunuyor.

Hal böyle olunca dünya üzerine var olan tüm Ülkelerin ve o ülke sınırları içerisinde hayat süren insanların yaşam standartlarını en ince detaylarına kadar görme imkanına sahip oluyoruz.

Pek çok ülkede beş günlük çalışma saatinin dört güne indirilmesinin bu sayede de o ülke insanlarının daha rahat bir hayat sürmelerinin çarelerinin arandığı bir süreç yaşanıyor.

Söz konusu ülkelerdeki yaşam standartlarını bir tarafa bırakıp bize ve bize benzeyen ülkelere baktığımızda işin doğrusu tam tersi bir siyasetin işlediğine üzülerek şahit oluyoruz.

İçerisinde bulunduğumuz zaman diliminde oy vermek için sandık başına giden belli bir yaşın üzerindeki seçmen kitlesinin yaşam kalitesinin yükselmesi yerine yıllardır hiç değişmeyen ideolojik bir çerçevede oy verdiklerine şahit oluyoruz.

Dikkat edildiğinde son birkaç seçimde

-Din

-Milliyetçilik

-Vatan

-Bayrak

-Cami

Söylemlerinin öne çıktığını ve bu çerçevede yapılan seçim propagandalarında hayatımızı en çok zorlaştıran ekonomiden nerede ise hiç bahsedilmediğini görüyoruz.

Ülke sınırları içerisinde siyaset bu çerçeve içerisinde yapılmaya devam ettiğinden olsa gerek mecburen “karşı mahalle” diye bildiğimiz iki karşıt grup oluşuyor.

Türkiye’de hemen hiç kimsenin yukarıda bir kaçını yazdığımız ve bizi biz yapan değerlere hiç kimsenin karşı olduğuna inanmıyoruz.

Ancak sıkıntı seçmenin  hemen her seçimde sürekli söz konusu bu manevi değerleri öne çıkaran partilere “-Bu değerlere eyvallah ancak verdiğiniz emekli maaş bırakın geçinmeyi elektrik-su-doğalgaz-İnternet  gibi temel ihtiyaçları bile karşılamaya yetmiyor lütfen ekonomik şartlarımızı düzeltin” demesi gerekiyor.

Bu şekilde bir itiraz kültürü gelişmediğinden olsa gerek yıllar önce oluşan “karşı mahalle” olgusu her geçen gün birbirlerine karşı daha keskin bir hale geliyor.

Karşı mahalle olgusu ortadan kalkmadıkça şu an bizi bırakın ileriye gitmeyi sürekli geri götüren siyasetin hayatımızı kolaylaştırması mümkün görünmüyor.

Dileğimiz mahallelerin karşıtlığı bırakıp el ele gönül gönüle olması.

Başka bir kurtuluşumuz yok zira.