Geçen hafta, öğleden sonra, bir şehrin kenar mahallelerinden birinde, bir cadde de, bir otomobil ağır ağır yol aldı, sonra bir ara sokağın kenarında park edip, durdu. İçinden dört adam indi.
Uzun boylu, düzgün yüzlü olan, arabayı kullanmıştı. Direksiyondan indi, diğeri, orta boylu, geniş omuzlu,espiri, gülen biriydi...Yüksek sesle konuşuyordu, telefonunu çıķarıp, gidecekleri daire sahibini buldu,konuştu...
Gruba dönüp; - " Gardaşlar!!! gardaşlar..!!!!oba sahibi balkona çıkıp, bize el sallayacak.. sıķıntı yok.." kısa boylu olan , "tamam, iyi, ben hep hedefi görememekten korkarım, hedefi buldum mu Allah ne verdiyse indiririm." dedi..
Mübarek boksör, Uzun ak düşmüş bıyıkları var.Dördüncüdü; ortaboydan, hafif uzun, elinde not çantasi var."Sesiz uyumlu,sorumlu ,sanki " "Haymana'nın. otağı'nın hizmetkarı," her an emre hazır, hizmete koşacak, gibi...Ev sahibi balkondan gözüktü , obanın ,pardon apartmanın kapısından içeri süzüldüler sırayla..." Yüksek sesle konuzmakta olan ; --"gardaşlar, tek sırayla çıkalım,yorulanı sırtıma alabilirim..." diye gürledi...."
Kısa boylu ak bıyıklı olan ; " burasi dağ başı mı orman mı ? da bağırıyorsun.Apartman,merdiveni de var , evelallah çıkacak gücümüz var. Sen kendine bak !!!" deyip yüklendi.Ev sahibi umreden gelmiş, kutsal topraklara ,yüz sürmüş, " Hacer-ül Esved'i öpmüş, kendilerinden biriydi, emekli öğretmendi.
UMRE DUYGULARI ,ÐÜNYASINI MI DEĞİŞTİRDİ ???
Nihayet daire bulundu,kapı açıldı, önde ev sahibi dostları, arkada tesettürlü ev sahibnin hanımı buyurun ! hoş geldiniz.!!!!" Gelenler de ; --" teşekkürler ,sağolasınız !!!"larla... Girişler, tokalaşmalar oldu.. Ve temiz koltuklu,masalı bir salona geçildi. Teker, teker ; tekrar, hoşgeldinizler, Allah kabul etsinler!, mübarek etsinler!!!
Sonra... Siz nasinizlar ve ilk konu, EMEKLI MAAŞ ARTİŞLARI'ndan olumsuz haberler.. Ev sahibi ; çok , çok teşekkür ettikten sonra; -- " Vallahi ben böyle sanmazdım, müslüman , mutlaka , o kutsal topralara gitmeli, Resülullah'ın ayaklarının ve ellerinin değdiği o kutsal topraklara yüz sürtmeli,
Niye bir defa giden tekrar tekrar gidiyor, diye ben de düşünmüstüm.AMMA ,ÖYLE DEĞİLMİŞ..!!! Müafirlerden sesi yüksek olan atıldı.NASIL MIŞ GARDAŞ DE HELE YA. !!! Ev sahibi gayet ciddi ve vakur bir şekilde :
EVET SAMİMİ SÖYLÜYORUM ,BAMSİ GARDAŞ !!!diye bir hitapta bulundu. Bu defa bu gökten düşen , BAMSİ GARDAŞ hitabına yüksek sesle konuşan şaşırıp etrafina hayretle baktı, şu Bamsi'de kimmiş dercesine ,Ev sahibinin bakışları direk hala kendine çevrili olduğunu ve diğerlerinin de kendine baktıklarıni fark ederek...Ben mi? BAMSİ ??? Ki !!! kim bu BAMSİ ?? diyerek ev sahibinin esprisine karşılık vermek üzere bir kahkaha attı...
Ben Mahmut Gardaş emekli öğretmen , Kayserili, Müdür Muavinin ya !!!
Ev sahibi yine ayni ciddiyetle cevap verdi,--" tabii bilmez miyim ? Şu yanindaki uzun boylu olan da , TURGUT ALP değil mi," karşıdakiler ,Alemdar Alp demek istedigini , dilinin sürştüğünü düşünerek, --"tamam tamam TURGUT ALP !!! ",deyip, sohbeti degiştirmek istediler...Bu sırada evin hanımi, sehpaları koymuş,hurma ve zemzem bardaklarını servis ediyordu.
Ev sahibi aynı ciddiyet ve soğuk kanlılıkla ; --" Evet ,evet Aziz dostlar ...Bu şehrin kenar mahallesinde böyle bir vefa ile ,sizden başka bana kim gelecek,? " Tabii ki şu bıyıklı sert yumruk ta " DOGAN ALP ! " Elinde çantası, tuğrası ile köşedeki koltukta oturanı da görüyorum.
Haymana'nın otağ koruması ; Abdurrahman Alp...Şimdi müsafirler....ĺçlerinden hafif bir " eyvah " çekip bir birlerine bakıyorlardı. Evsahibi durumu anlamış, artik ortami toparlamak istiyordu." --EVET EVET İÇİNİZDE ERTUĞRUL BEY yok,ben de ona şaşırdım.
Ben kutsal topraklardan geldim.
ALPLERI HEP TOPLANIP GELMIŞ !!! Ama Ertugrul Beyim yok !
Gerçekten Ertuğrul nerede?