Öğretmenler Günü denildi mi benim aklıma hep 12 Eylül 1980 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sivil yönetime karşı yapılan askeri müdahale gelir.
Çünkü 12 Eylül darbesinin ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren devlet başkanı oldu. Yasama yetkisini kullanmak üzere Kenan Evren başkanlığında kuvvet komutanlarından oluşan Millî Güvenlik Konseyi kuruldu.
Millî Güvenlik Konseyi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olması nedeniyle 5 Ocak 1981 tarihinde bir kanun çıkararak 1981 yılını "Atatürk Yılı" ilan etti. Yıl boyunca yapılan etkinliklerle Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı kutlandı.
Atatürk'ün başöğretmen olduğu 24 Kasım gün ise "Öğretmenler Günü" olarak kabul edildi..
Bu yıl da 24 Kasım tarihinde Öğretmenler Gününün 43. sünü kutlayacağız. 24 Kasım Öğretmenler Günü, yılda bir kez olsa da, Öğretmenlerin ve eğitimdeki sıkıntıların gündeme geldiği, sorunlarının dile getirildiği, ölenlerin anıldığı, yeni göreve başlayanların yemin ettiği bir gün olarak önemlidir.
Her yıl 24 Kasım Öğretmenler gününde güzel sözler söylenir, bol bol umutlar dağıtılır, vaatler verilir, sözde elleri öpülür. Ama ne yazık ki sonrasında tüm bu sözler söylendiği gibi orta kalır.
Cumhuriyetin başlangıcından beri öğretmenlerin sorunları ülke gündemini her dönem meşgul etmiştir.
Milli beraberliğimizin teminatı olan fedakâr öğretmenlerimiz geçmişte olduğu gibi günümüzde de hak ettiği emeğinin karşılığını almasa da, gereken saygınlığı görmese deyurdumuzun her köşesinde cehaletle savaşın ilk kıvılcımı yakan kişiler olmaya,genç nesiller yetiştirmeye devam etmektedirler.
Aradan geçen onlarca yıllara rağmen öğretmenlerin halen daha çözüme kavuşturulmayan sorunları bulunmaktadır.
Öyleki her bütçe yılında Her zaman olduğu ve olması gerektiği gibi en pay Maliye Bakanlığına ayrılır. Maliye Bakanlığından sonra en fazla bütçesi olan bakanlık MEB dir.
Milli eğitim harcamalarında en yüksek harcamalar hemen her zaman personel giderlerine ayrıldığı halde, öğretmenlerin ekonomik sorunları tam olarak çözülememiştir.
Atatürk döneminden sonra, öğretmenlik mesleği toplum içinde saygınlığını giderek yitirmeye başlamış ve öğretmen yetiştirme politikalarındaki hatalar ve tutarsızlıklar, öğretmenliğin meslekler hiyerarşisinden hak ettiği yeri almasını, öğretmenlerin Türk toplumundaki statülerinin yükselmesini engellemiştir.
Öğretmenler hemen hemen her zaman asgari yaşama düzeyinin altında maaş almışlar, bu gerçek pek az gencin mesleğe isteyerek girmesi ve yetenekli öğretmenlerin ilk fırsatta meslekten ayrılması gibi sonuçlar ortaya koymuştur.
Yeniden meslek seçimi mümkün olsa, öğretmenler bu mesleği seçmek istemiyorlar, çocuklarına da bunu önermiyorlar.
Çünkü öğretmenler geçinemiyorlar, fiyat artışlarından en çok etkilenen kesim oluyorlar.
Üstelik kamu personeli içinde lojman imkânlarından yararlananların en sonunda, öğretmen gelmektedir.
Ele geçen maaş çoğu yerde faturaları ve ev kirasını bile karşılamaya yetmemektedir.
Maaş yetersizliği ve konut, mesleğin çekiciliğini kaldıran iki önemli sorun olmaktadır. Son yıllarda yaşanan hızlı enflasyon karşısında öğretmenler çok zor durumda kalmışlardır.
Ek iş yapan öğretmen sayısı özellikle büyük şehirlerde artmıştır.
Öğretmen ve öğretim üyelerinin ücretlerindeki yetersizlikler, eğitimin niteliğinin yükseltilmesini ve öğretmenlik mesleğinin cazip hale getirilmesini olumsuz yönde etkilemiş ve mesleğe olan saygınlığı zedeler olmuştur.
Öğretmenlerin halen daha az da olsa birprestiji vardır, fakat düşük ücret ve statü nedeniyle yavaş yavaş bunu da kaybetmektedirler.
Sonuç olarak; hem görev koşullarının ağır, hem de maddi imkânlarının düşük olması, atama sorunu yaşaması öğretmenlik mesleği, gençler için hiç de çekiciliği olmayan en geri meslekler arasına itilmiştir.
Birde devletin tanıdığı çalışma süresini tamamladıktan sonra emekliye ayrılan öğretmenlerin sorunları var.
Her ne kadar toplu görüşmelerde anlaşılan zam miktarıemeklilere de verilse bazı sosyal haklar emekli öğretmenlere verilmiyor.
Örneğin Temmuz 2023 te yapılan 8000 TL seyyanen zam söz verilmesine rağmen emeklilere verilmedi. Yine çalışırken verilen eş ve çocuk yardımı emekli olunca kesiliyor. Bu ve benzeri sorunları yaşıyoruz.
Öğretmen Günü vesilesiyle vefat etmiş olan öğretmenlerimize, Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı , görevde olan ve yeni göreve başlayacak genç meslektaşlarıma da görevlerinde başarılar dileyerek, Öğretmenler gününü kutlarım.