Hatırlatmakta fayda var resmî adıyla İsrail Devleti Batı Asya'da Akdeniz'in güneydoğu kıyısında ve Kızıldeniz'in kuzey kıyısında yer alan ülkedir. 14 Mayıs 1948'de, David-Ben Gurion öncülüğünde Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Millî Konseyi kuruluşunu ilan etmişti.

Aradan geçen 75 yıllık zaman dilimi içerisinde kural tanımaz bir şekilde topraklarını genişletmek adına kendisine düşman gördüğü o bölgedeki ülkeleri yakıp yıkan İsrail içerisinde bulunduğumuz günlerde etki alanını genişletmek adına yeni bir süreç başlatmış durumda.

Tarihi ve siyaseti bilen kim varsa İsrail’in mevcut nüfus yapısı ile fazla bir şey yapamayacağını ancak başlattığı her saldırıda hemen arkasında ABD’nin onun bir adım arkasında da İngiltere’nin olduğunu çok net bir şekilde kabul edeceklerdir.

Böylesi bir noktada etrafında yaklaşık 400 milyonluk bir Müslüman ülkeler olmasına rağmen bilemdiniz 10 milyonluk nüfusu ile mücadele eden ve kabul etmek gerekir ki bunda da başarılı olan İsrail’in nasıl durdurulacağı ile ilgili şu sıra hiç kimse bir şey söylemiyor.

07 Ekim cumartesi sabahı itibarı ile Gazze’ye şu ana kadar görülmemiş bir sertlikte saldırıya geçen İsrail kuvvetleri önceki gün o bölgede var olan bir hastanede bir hesaba göre 500 bir hesaba göre de bin 500 çocuk-kadın-yaşlı demeden katletti.

İsrail’in bu saldırısı sırasında ABD’nin iki savaş gemisini bölgeye göndermesi pek çok batı ülkesinin kayıtsız şartsız İsrail’i desteklemesi, ABD başkanı Biden’in İsrail’i ziyaret etmesi bir anda “Hilal-Haç mücadelesi şekil değiştirmiş olarak devam ediyor” görüşünün seslendirilmesine vesile oldu.

İsrail ve arkasında kendisini destekleyen ülkeler hiçbir kural tanımadan masum insanları katlederken yukarıda sayısını 400 milyon olarak belirttiğimiz Müslüman ülkelerde bu zamana kadar ne işe yaradığı bilinmeyen gösteriler yapmakla süreci geçiştirmeye çalışıyorlar.

Söz konusu ülkelerin bir kısmı “İsrail’i kınıyoruz” şeklinde cılız mesajlar veriyor, bir kısmı kendi ülkelerindeki İsrail konsolosluklarının önünde gösteri yapıyor, Bir kısmı İsrail saldırısı sırasında hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılıyor, belli bir kitle ise sosyal medya hesaplarından “Söz konusu ürünler İsrail markası bu ürünleri tüketmeyelim” şeklinde yüzlerce kez denenmiş ama bir netice alınamamış işler ile uğraşıyorlar.

Çözüm belli, İsrail kendi sınırlarını daha fazla genişletmek adına hangi yolları deniyorsa kendisini Filistin’e yakın gören İslam ülkeleri de aynı yol ile mücadele etmek durumundadırlar.

Lakin söz konusu ülkelerin İsrail ve arkasındaki emperyalist ülkeler gibi silahı, bilimi teknolojisi yok, Bu ülkelerin yöneticilerinin çok büyük bir bölümü iktidarlarını söz konusu emperyalist ülkelere borçlu o yüzden bir milim bile kıpırdama imkanı yok.

İş bu noktaya geldiğinde söz konusu ülkeler bir televizyon dizisi izler gibi İsrail’in masum insanları katledilişini izlemekten başka bir yol bulamıyorlar.

Hepsinin dilinde “Mazlumun ahı öper padişahı” nakaratından başka da bir şey yok.