Biz Gebze Ticaret Odasını İbrahim Başaran ile tanıdık, 1980’li yıların ikinci yarısından itibaren “Zengin ilçenin fakir bekçileriyiz” sloganı ile GTO’yu kurumsal bir kimliğe kavuşturmaya çaba gösteren bunda da en üst noktada başarılı olan İbrahim Başaran’a Gebze’de ticaret yapan herkesin saygı ve şükran duyduğunu biliyoruz.

Bizde gelenektir “Kurban arandığında gözler hemen koçlara döner” siyasette de Ankara’da konuşlanan ve iktidar umudu olan hangi parti olursa olsun aday lazım olduğunda bakılacak ilk adres o yerleşim merkezlerinde Sanayi odaları ile Ticaret Odalarıdır.

Söz konusu gelenek 1994 yılına GTO başkanı İbrahim Başaran’ın ANAP’tan Gebze belediye başkan adayı olarak gösterilmesine vesile oldu ancak Başaran bilindiği gibi seçim RP adayı rahmetli Ahmet Penbegüllü karşısında kaybetti.

Sonrasında yapılan genel kurulda Nail Çiler’in İbrahim Başaran’a karlı olan galibiyetini gördük, İşin doğrusu Nail Çiler’de, GTO’da İbrahim Başaran’dan aldığı bayrağı olabildiğince yukarılara taşıdı, GTO’nun bütün yurt genelinde tanınmasına vesile oldu.

Nail Çiler 2018 yılında CHP’den gelen “Milletvekili adayımız ol Ankara’ya gel” teklifini geri çevirmese normal şartlarda bundan beş yıl önce GTO’yu bırakmış olacaktı.

Ancak söz konusu siyaset gözlerini yeniden Ticaret odasına çevirince Nail Çiler beş yıl gecikmeli de olsa GTO’ya veda edip hiçbir faninin reddedemeyeceği Mebusluk yolunda ilk adımı atarak 14 mayıs 2023 tarihinde yapılan seçimde CHP’den Kocaeli milletvekili seçildi.

Nail Çiler’de bir STK’da çok uzun yıllar başkanlık yapmış birisi olarak kendisine göre haklı sebeplerden olsa gerek “GTO’da benim gölgem olsun” demiş olabilir (elbette bu sadece Yüksel Ercan’ın fikri) bunun neticesinde de ihtiyaç varmıydı yokmuydu diye fazla düşünülmeden Nail Çiler oy çokluğu ile (!!) GTO’nun Onursal başkanı” ilan edildi.

Oda başkanları görev yaptıkları zaman zarfında bir yerleşim merkezinin tamamını temsil ederken bir siyasi partiden belediye başkanı hele hele milletvekili seçildiklerinde sadece bir siyasi partinin tarafı olmak zorunda kalırlar. O yüzden “Ben gittim ancak gölgem biraz daha kurumda kalsın” şeklinde hiç değişmeyen gelenekten asla vazgeçmezler.

Nail Çiler sonrası GTO’nun başkanlığına yönetim kurulundan Abdurrahman Aslantaş seçildi,

O günleri hatırlayanlar vardır biz yine bu sütunlardan “Nail Çiler tüm ülkenin tanıdığı bir oda başkanlığı yaptı, Abdurrahman Aslantaş’ın o seviyenin üzerine çıkması çıktıktan sonra da orada kalması için gece gündüz demeden koşturması gerekir” şeklinde bir yazı kaleme almıştık.

Geçen süre içerisinde daha çok GTO ile ilgili olan ticaret mensupları ve STK yöneticileri Abdurrahman Aslantaş’ın görevini hakkı ile yaptığını, sade ve gösterişsiz bir hizmet anlayışı ile GTO’yu hak ettiği yerde tutmayı başardığını söylemekten geri durmuyorlar.

Geçtiğimiz günlerde GTO’da gerçekleşen Genel sekreterlik değişikliğini sonrası Abdurrahman Aslantaş’a haksız hücumlar yapılmaya başlanıldığını gördük, Mustafa Taşar Sekin 15 yıl boyunca hem GTO’ya hemde Gebze’ye çok büyük hizmetler yaptı, hiç kimse ile en ufak bir tartışma-sürtüşme yaşamadı takdir edilen bir bürokrat örneği gösterdi.

Bir şey bildiğimizden değil ancak geçen 15 yıldan sonra Mustafa Yaşar Sekin’inde “Bana müsaade” dediğini düşünüyoruz, kaldı ki her bürokratın gelen yeni yönetimin önünü açmak, yeni yönetimin elini rahatlatmak gibi bir görevi bulunmaktadır.

İstediği ekip ile çalışmak yada çalışmamak her kurumda olduğu gibi GTO yönetiminin de hakkıdır, Abdurrahman Aslantaş’ta sanıyorum yeni bir başkan olarak yol yürüyeceği ekibi tayin etmek gibi bir hakka sahiptir.

GTO’nun yeni genel kurulu yapıldığı gün kurumda oy kullanma yetkisine sahip delegeler o ana kadar Abdurrahman Dursun’un çalışmalarına bakarak “Devam” yada “Tamam” diyeceklerdir. Zaten demokrasinin gereği de budur.

Biz 35 yıldır Gebze’de bulunan bir gazeteci olarak İbrahim Başaran ve Nail Çiler’e Gebze’ye kattıkları değer için teşekkür ediyoruz.

Yeni başkan Abdurrahman Aslantaş’a da kendisinden önce görev yapan her iki başkana tanınan fırsatın tanınması ve başarılı olması için yardımcı olunması gerektiğine inanıyoruz.