Nereye baksanız kalitesizlik şaha kalmış , sanırsınız ki hakikatten de bir nitelik taşıyormuş gibi de beğenilip tutuluyor görünümünde;çok mu iyi reklam yapıyorsunuz ya da yoksa direk reklam mısınız?
Kalite bozuntusu ki özellikle müzik piyasasında!
Müzik kanallarını açıyorum dinleyemiyorum ‘dıs tak dıs tak’ temposunu dahi yakalayamamış müzik demeye bin şahit lazım klipler ama kliplerin de bazıları çok çarpıcı çekilmiş gerçekten izliyorsunuz da kulaklarınız isyan ediyor yine de dinliyorsunuz;dayatılıyor da ondan .
Dayatma dünyası , alıştırılıyorsunuz ;iyiymiş gibi dinleyip izliyorsunuz .
Bu kadar mı olur ödül törenlerin izliyorum,onlar da seçici değil cebe cukka ; normal bile değil.
Sanat camiası bu duruma nasıl dayanıyor anlamak cok zor;parayı veren düdüğü çalıyor!
Hani derler ya iyi olan kazansın yok nerde!
Durumu çok iyi anlatan bir şarkı var.
Sayın Murat Köseoğlu’nun ‘Fikret Mualla’ isimli şarkısı ; eserin kendisi ‘ kaliteyim almazsınız tabi’ der gibi bir isyan içinde! İşte sözler …
Paris’te sefil bir sonbahar
Mor kahve, dumanlı bistrolar
Seine nehri yanında yalnız bir adam
Bir paket gauloise, kırmızı şarap
Eksilir yudum yudum bu dünyadan.
Bilmezler,gerçek sanat uğruna
Bir yaşam vermişsin
Kim farkeder?
Görmezler,gerçek deha
Yitip gider
Tüm bunlardan sonra
Bir çoğu adını bile bilmezler.
Zor yoldan geçtin Fikret Mualla!
Gerçek deha sendin Fikret Mualla!
…