CHP Gebze ilçe başkanı Gökhan Orhan'ın açıklaması şu şekilde:

21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü'nü kutlarken, Türkiye’de basın özgürlüğü ve gazetecilerin yaşadığı ekonomik zorluklar karşısında sessiz kalamayız. Gazeteciler, demokrasinin temel taşıdır; halkın bilgiye ulaşması, gerçeklerin ortaya çıkması ve hesap verebilirliğin sağlanması onların emeği sayesinde mümkündür. Ancak ne yazık ki, Türkiye'de gazetecilik yapmak, giderek artan baskılar, tehditler, adaletsiz uygulamalar ve ekonomik sorunlar nedeniyle zorlaşmaktadır. Bu sorunlar sadece gazetecilerin haklarını değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokratik yapısını da tehdit etmektedir.

İYİ Parti, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı İYİ Parti, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı

Bağımsız medya kuruluşlarının kapatılması, reklam gelirlerinin azalması ve ekonomik krizler nedeniyle gazetecilerin iş güvencesi yok olmaktadır. Medya kuruluşları, mali sıkıntılar içinde ayakta kalmaya çalışırken, gazeteciler yetersiz maaşlar ve güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya kalıyor. Birçok gazeteci işini kaybederken, çalışanlar ise uzun çalışma saatleri ve düşük ücretlerle yaşam mücadelesi vermektedir. Bu ekonomik baskılar, basının bağımsızlığını zayıflatmakta, gazetecilerin mesleki etiklerine bağlı kalarak çalışmasını zorlaştırmaktadır.

Ekonomik zorluklar sadece gazetecilerin yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor, habercilik süreçlerine de doğrudan etki ediyor. Muhabirler, maddi imkansızlıklar nedeniyle haberin kaynağına ulaşmakta, sahaya inmekte ve kapsamlı araştırmalar yapmakta zorlanıyorlar. Araştırma gazeteciliği, kaynak eksikliği nedeniyle sekteye uğrarken, halkın doğru ve güvenilir bilgiye erişimi kısıtlanıyor. Ekonomik bağımsızlığını yitiren medya, siyasi ve ticari baskılara daha açık hale geliyor ve bu durum, gazetecilikte otosansürün yaygınlaşmasına neden oluyor.

Biz, basın özgürlüğünün yalnızca ifade özgürlüğüyle sınırlı olmadığını, ekonomik özgürlük ve güvencenin de bu sürecin ayrılmaz bir parçası olduğunu savunuyoruz. Özgür ve ekonomik olarak bağımsız bir medya ortamı; sosyal adalet, eşitlik ve insan hakları için temel bir koşuldur. Gazetecilere yönelik baskı, sansür ve ekonomik zorluklar sadece bireysel hak ihlalleri değil, toplumun genel özgürlüğünün kısıtlanması anlamına gelir.

Bu bağlamda, gazetecilere yönelik her türlü baskıya son verilmesini, basın üzerindeki sansürün kaldırılmasını ve medya özgürlüğünü garanti altına alacak yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, gazetecilerin ekonomik güvencelerinin sağlanması, işten çıkarılma tehditlerinin ortadan kaldırılması ve insani koşullarda çalışabilecekleri bir düzenin inşa edilmesi elzemdir. Ekonomik olarak bağımsız bir basın, sadece gazetecilerin haklarını korumaz, aynı zamanda Türkiye’nin demokratik geleceği için de kritik öneme sahiptir. Özgür ve güvenceli gazetecilik, güçlü bir demokrasinin temelidir.

Editör: Yüksel Ercan