Yarına dair

Türkiye’de yaklaşık olarak 60 milyon civarında seçmen var, yapılacak ilk genel seçimde 60 milyon civarında olduğunu tahmin ettiğimiz seçmen sandık başına giderek kendi dünya görüşüne uygun partilere ve o partilerin gösterdiği milletvekili adaylarına oy verecek.

60 milyon seçmenin önemli bir kısmı siyaseti seviyor, İmkan bulabildiği oranda milletvekili-Belediye başkanı- İl genel meclis üyesi-Belediye meclis üyesi adayı olarak yönetilenler kısmından yönetenler bölümüne sıçrama yapmak istiyor.

Büyük yerleşim merkezlerinde pek fark etmesek te orta büyüklükteki bir kentte yaşayan nüfusun önemli bir kısmının var olan siyasi partilerde yönetici olduklarını kolaylıkla görebiliriz.

Şu aşamada Türkiye’de yüzlerce siyasi parti bulunuyor, Var olan yüzlerce siyasi parti arasından yanlış hatırlamıyorsak 22 adat siyasi parti Yüksek Seçim kurulu tarafından “Seçime katılabilir”  şeklinde ilan edildi.

Siyasetin hayatımızın hemen her alanında etkili olduğunu düşünen çok sayıda vatandaşımız sırası ile iktidardaki partiler olmak üzere en büyüğünden en küçüğüne kadar var olan siyasi partilerden birisine üye olmakta hiçbir sıkıntı görmüyorlar.

Bir siyasi partiye üye olan yurdum insanı bu siyasi kurumlar üzerinden önce kent protokolünde yer alıyorlar, Sözünü ettiğimiz yerleşim alanlarında olması gerekenden fazla medya kuruluşu varsa herhangi bir siyasi partiye üye olan seçmen kısa bir zaman dilimi içerisinde o bölgede en fazla tanınan isim olup çıkıyor.

Türkiye’de şu anda 81 il dokuz yüz civarında ilçe ve bir o kadarda belde bulunuyor, Şansı biraz yaver giden yada kendisine uygun ekibin içerisinde yar alabilen kim varsa bir anda o yerleşim merkezini yöneten ekibin içerisinde yer almayı başarıyor.

Bu durum bizim ülkemizde hiç değişmeden yıllar yılı devam ediyor, Daha doğru bir ifade ile insanımız hayata kısa yoldan atılmanın en kolay yolunun siyasetten geçtiğini görüyor ve bu durum karşısında siyasetin kapılarını açmak için var olan tüm yolları denemekten geri durmuyor.

İnsanımızın yaşam standardı yukarılara çıkmadıkça ve insanımızda rahat bir hayat yaşamanın en önemli yolunun siyaset yapmak olduğu noktasından uzaklaşmadıkça hiç birisinin yarına dair endişeleri sona ermeyecek ve siyaset aradan çok uzun yıllar geçse de Türk insanının kaderini tayin eden bir mekanizma olarak bizi bir gölge gibi takip etmeye devam edecektir.