Malum bir seçim sürecine girdik.
Siyaset iyice ısındı.
Sokaklar, caddeler, reklam panoları, üst geçitler, alt geçitler, bina
cepheleri her yer pankartlarla, afişlerle, el broşürleriyle, kitapçıklarla
dolup dolup taşıyor.
Araçlar siyasetçi ve parti isim ve resimleriyle kaplanmış.
Araçlardan ya da sabit stantlardan gümbür gümbür müzik ve konuşma
sesleri geliyor.
Tabi ki bunların hepsi için bir paraya ihtiyaç var.
O para nereden gelecek?
Devletin hazinesinden.
Devletin hazinesi nereden alacak ya da alıyor?
Doğal olarak milletten. Yani bu ülkenin vatandaşlarından, işçisinden,
memurundan, esnafından, köylüsünden, sanayicisinden vb.
Bir de bu ülkenin asgari otuz yıl azami kırk beş yıl devletine hizmet
etmiş işçi, memur ve diğer emeklileri var.
Üstelik öyle azımsanacak sayıda da değil. Yaklaşık on altı milyon
emekli. Bunların ailelerini de hesaba katarsak ortalama kırk milyonluk
bir nüfusa denk düşer. Yani ülkenin nüfusunun yarısı kadar.
Şimdi, siz azımsanmayacak yaklaşık yirmi, yirmi beş milyonluk
seçmen kitlesine karşılık gelir.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Seçim süreci ya tüm siyasi partiler
çıkıyor. İşte emeklilere şu kadar para, şu kadar et, şu kadar süt, şu
kadar kira desteği, şu kadar gıda, şu kadar yakacak, ulaşım vb.
destekler sunacaklarını vadediyorlar.
Yani sosyal desteklerimizle yaşayın ve sürekli bize muhtaç olun
demektedirler. Hükümet yetkilileri çıkıyor biz maaşlarınıza zam
yapamayız, yapabileceğimizi yaptık. Artık bütçe başkasını kaldırmaz.
Ama size sosyal destek vermeye devam edelim.
Madem sosyal destek verebiliyorsunuz o zaman maaşlara da zam
yapabilirsiniz.
Bakın bir seçim süreci için nerelere neler harcıyorsunuz, bir görelim.
AK Parti toplam 2 milyar 658 milyon lira,
CHP 1 milyar 892 milyon lira,
MHP 752 milyon lira,
İYİ Parti 722 milyon lira,
Yeşil Sol Parti de 658 milyon lira yardım alacak.
Böylece toplam yardım tutarı 6 milyar 682 milyon lira.
Ya o büyük şirketlere yapılan vergi borcu silmeleri. Onları da katalım
bu paranın üstüne… Bir iki dönem siyasi propaganda malzemelerini
ve hazine yardımını almayın emeklilere verin.
Binlerce koruma, binlerce makam araçları, binlerce kamu lojmanları,
binlerce özel teşvik destekleri vs. Bunları da koyun üzerine emeklinin
tüm ihtiyaçlarını karşılayacak kadar maaşını ver, sosyal destek vb.
başka bir şey vermenize gerek.
Ülkemizde siyaseti zaten zengin zümre yapıyor. Bırakın propaganda
harcamalarını da kendileri yapsınlar. Bunlara para ödeyene kadar
emeklilere ödeyin.
Ayrıca, yukarıda belirttiğim yardım vaadlerini de vermeyin. Vaadlere
karnımız tok. Vatandaşa insanca yaşayabileceği kadar ücret verin,
yeter.
Emeklileri halk ekmek büfeleri kuyrukları, tarım kredi kooperatifleri
kuyrukları, kent lokantaları kuyrukları, ucuz market kuyrukları, ucuz
sebze kuyrukları, ucuz hatta sağlıksız doğal denilen su kuyrukları, iş
kapıları kuyrukları, ucuz kiralık ev arayışları, ucuz kırtasiye satan yer
arayışları, ucuz Pazar alışverişi hatta ikinci el kıyafet ve eşya
arayışları, belediye tesislerinde ucuz çay arayışları gibi yerlere
muhtaç etmeyin.
Kontrol edilemeyen piyasa zamlarını, fahiş fiyat artışlarını engelleyin,
yaşamımızı kolaylaştırın başka bir şey istemiyoruz.
Emekliler diyor ki;
İçi boş vaadler vermeyin.
Tüm sosyal destekleriniz ve vaadleriniz sizin olsun sadece ve sadece
hakkımız olanı verin.