Hatırlayanlar mutlaka vardır 03 Kasım 2002 tarihinde yapılan milletvekili genel seçiminde AK Parti tek başına iktidar olacak milletvekili sayısını yakalamış, Partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan siyaseten yasaklı olduğu için Abdullah Gül başbakan olarak görev almıştı.
Aradan geçen süre içerisinde “Muhtar bile seçilemez” denilen Erdoğan’ı millet sahiplenince siyasi yasağı kalktı, önce Siirt ilimizden milletvekili seçildi, sonrada AK Parti Genel başkanı ve Başbakan oldu.
Aradan 5 yıl geçti, Türkiye 22 Temmuz 2007 tarihinde yeni bir milletvekili genel seçimine hazırlanırken siyasi partilerde milletvekili adaylarını belirleyip sahada mücadele etmeye başladılar.
İster genel ister yerel seçim olsun siyasetçilerin en önemli uğrak yeri Medya kuruluşlarıdır, Sabah erken saatlerden gece yarılarına kadar birbiri ardına medya kuruluşlarını ziyaret eden siyasetçiler gazeteciler aracılığı kendilerini seçmene tanıtmanın mücadelesini verirler.
İşte 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan Milletvekili genel seçimi öncesi partilerin bitip tükenmeyen ziyaretlerinden yorgun düşmüş bir halde “Aşağıya ineyim bir çay içeyim yorgunluk atayım” düşüncesi ile merdivenlerden indik, aşağıdaki çay ocağında bir sandalyeye ilişmeye çalışırken hemen yanı başımızda tanıdık bir yüzü gördük.
Yanımızdaki beyefendinin Eski Adalet Bakanı Şevket Kazan olduğunu görünce kendisine “Sayın bakanım nasılsınız iyimisiniz, Hayrola buralarda ne işiniz var, Temmuz sıcağında herkes tatilde iken siz bu buralardasınız” dediğimizde “Biliyorsun ben SP’nin milletvekili adayıyım, Seni ziyarete gelecektim ancak hava sıcak yukarıya çıkmadan önce bir nefesleneyim diye oturdum, isabet oldu sen geldin, söyle bakalım çayları” diye konuştu.
Üzerinde kısa kollu bir gömlek, bir elinde kendisini güneşten korumak adına şapka, diğer elinde de birkaç defter ve kalemin bulunduğu bir çanta ile çay içen Şevket Kazan’a “Sayın bakanım korumanız, şoförünüz, basın danışmanınıza da söyleyelim yukarı çıkalım misafirim olun” dediğimizde “Yüksel Kardeşim ne korumam var, ne danışmanım nede şöförüm tek başıma dolaşıyorum” cevabını verdi.
Şevket Kazan’ın çantasını ve şapkasını aldık koluna girdik, gazetedeki odamıza çıktık, “ Açlığınız varmı” diye sorduk, “ Gazetecilerin siyasetçilere yemek ısmarlamak gibi bir huyları varmı.” diye soruya soru ile cevap verdi, Kebapları söyledik, afiyetle yedik, sonrasında kahveleri içtik, Tam o sırada “Yüksel kardeşim saat 14.00 hava çok sıcak senin oda klimalı buradan daha iyi bir yer sen beni biraz daha misafir et” dediğinde içeride ki dinlenme odasını açtık “siz en iyisi 2 saat uyuyun dinlenin, ondan sonra duruma bakarız” dedik.
Şevket Kazan saat 16.00 gibi uyandı, tekrar kahveleri söyledik, o ara kendisine “AK Parti rüzgarı olanca hızı ile esiyor, böylesi bir rüzgarda siz milletvekili seçileceğinize partinizin de yüzde onluk oy barajını aşabileceğine inanıyormusunuz.?” diye sorduk.
Şevket Kazan “ Buradan milletvekili seçilemeyeceğimi partimizin de barajı geçemeyeceğini bende biliyorum, görüyorum, Erbakan Hocam beni milletvekili yaptı, Bakan olmamı sağladı, Bana talimatı “git milletvekili adayı ol” şeklindeydi, Benim bu kadar önemli makama gelmeme vesile olan birisin talimatına karşı gelmektense ölürüm daha iyi, Ben elimden geleni yapıyorum taktir yüce milletimizin, Bugün beni ağırladığın, misafirliğin içinde çok teşekkür ediyorum” dedikten sonra izin istedi bizde kendisini saygı ile yolcu ettik.
1933 doğumlu olan Şevket Kazan bize misafir olduğu zaman yani 2007 yılında 74 yaşındaydı, artık yaşı ilerlemiş evde torun sevecek bir durumda iken beraber yola çıktığı Necmettin Erbakan’ın bir talimatı ile yaz sıcağında tek başına yollara düşen bir siyasetçi profilini görünce “Yol arkadaşlığının” ne anlam ifade ettiğini bir kez daha anlamış olduk.
O tarihten sonra Şevket Kazan ile irtibatımız hiç kesilmedi, Özel günlerimizde bizi aradı, biz zaman zaman arayıp hatırını sorduk, Bir döneme damgasını bulmuş, Beyefendiliği ve kibarlığı ile partili partisiz herkesin sevgi ve saygısını kazanan Şevket Kazan 87 yaşında hayata veda etti.
Siyaset yaptığı zamanlarda parti içerisindeki çok sayıda siyasetçi Şevket Kazan’ın kongrelerde taraf olduğu gerekçesi ile kendisine akıl almaz suçlamalarda ve ithamlarda bulunurken bile biz bu arkadaşlara taraf olmanın siyasetin anayasası olduğunu Şevket Kazanında siyasetin bu gereğini yerine getirdiğini bunun içinde suçlanamayacağını anlattık durduk.
Sağlığında Rahmetli Necmettin Erbakan’ın bir tarafında Oğuzhan Asiltürk bir tarafında da hayata veda eden Şevket Kazan vardı, bu üçlüyü siyaset ayırmadı ancak ecel ayırdı.
Türkiye bir “Beyefendi siyasetçiyi” daha kaybetti, Son derece kibar, naif, karşısındakini dinleyen bir yapıda olan ve 87 yaşında aramızda ayrılan Şevket Kazan’a bir kez daha Allah’tan rahmet yakınlarına sabır diliyoruz.
Mekanı Cennet olsun.