Geçtiğimiz hafta sonu partisinin İzmit İlçe Kongresinde konuşan CHP Kocaeli İl Başkanı Cengiz Sarıbay, “Bu partinin şemsiyesi büyük. Tüm partililerimiz sevecen olmalı, yolda sigara içmeyin, burnunuzu karıştırmayın. Herkese örnek olmalısınız. İnsanlara selam verip hal ve hatırlarını sormalısınız. Her zaman halkın içinde olun. “ diyerek aslında herkesin düşündüğü ancak vatandaştan tepki alırım diye korktuğu bir gerçeği belirterek tüm medyaya manşet oldu.
CHP Kocaeli İl başkanı Avukat Cengiz Sarıbay’ı yakından tanırız, son derece Nazik, Naif ve beyefendi kişiliği ile kendi partisinden olmayanların saygı duyduğu bir isim, Siyaseti bulunduğu noktadan daha yukarılara çekmek için çaba gösteren Sarıbay bu yapısı dolayısı ile kendi partililerinden de diğer partilere mensup insanlar tarafından da takdir alıyor.
Cengiz Sarıbay'ın partililere hitaben “Yolda sigara içmeyin, burnunuzu karıştırmayın” şeklindeki ikazının çerçevesini aslında biraz daha genişletmek gerektiğine inanıyoruz, Zira hepimizin “Milli Terbiye” dediği “nezaket kuralları” da tam olarak buradan başlıyor olsa gerek.
Son derece ciddi bir toplantıda, Akademik bir konferansa, Üst düzey bir organizasyonda, Son dereec naif davetlilerin katıldığı bir yemekte gözünüz birden bire sanki kendisini bu dünyadan izole etmiş bir şekilde parmaklarını burnuna sokup dakikalarca karıştıran çapsızlar ile hemen hepimiz karşı karşıya gelmişizdir, siz istediğiniz kadar ikaz etmeye çalışın, bu görgüsüzü yaptığı yanlışlıktan çevirmeye çalışın, boşunadır, Vatandaş kendisini rahatlatıncaya kadar ancak orada bulunanların tamamının midesini de alt üst edinceye kadar bu eyleminden asla vazgeçmeyecektir.
Son zamanlarda erkek-bayan ayırımı olmaksızın caddelerde-sokaklarda sigara içen çok sayıda inana mutlaka rastlamışsınızdır, sokakta sigara içenler daha önce de vardı ancak son dönemlerde bu sayının çok önemli miktarda arttığını yollarda sanki kafasından duman çıkan insanların yürüdüğünü, sonrasında da bütün sokakları sigara izmaritleri ile görmeniz artık son derece olağan görüntüler olsa gerek.
Birde durduk yerde yerlere tüküren, balgam atanlar var, hiçbir mesafe, yer, açık alan, kapalı alan mevhumu tanımdan yerlere tüküren, balgam çıkaran bunu yaparken de olağanüstü bir gayret gösteren görgüsüzler var, Biz bu ulu orta yere tükürenleri gördüğümüz andan itibaren ikaz ediyoruz, “Ayıp değilmi kocaman insansın, kendi evinin ortasına bu şekilde tüküryormusun” diye çıkıştığımız, azarladığımız yüzlerce insan biliyoruz.
Birde yemeklerin henüz sonlanmaya başladığı anlarda masa buldukları kürdanlar ile dakikalarca dişlerini karıştıran bu eylemi yaparken karşısındakinin midesini alt üst eden belli bir rahatsız kitle var, Kürdanı dişlerinin arasına soktuktan kısa bir zaman sonra akmaya başlayan kanları büyük bir maharet ile kağıt peçeteye silen böylesi kişi yada kişiler ile ikinci kez aynı yemek masasına oturmamak adına elimizden gelen tüm gayreti de gösterdiğimizin bilinmesini istiyoruz.
Grip başlangıcında olan yada engel olamayıp gribe direk giriş yapan belli bir kitlenin de hapşırırken elini ağzına kapatmaması bize tam anlamı ile delirtiyor, topluma olan saygısızlıkları bir tarafa yakalandıkları gribi orada bulunanlara da bulaştırmaktan asla çekinmeyen bu kitleye karşı da herkesin dikkatli olması gerektiğini tavsiye ediyoruz.
Bu kadar hoşa gitmeyen davranışın yanında yollara çöp atanlar, trafikte içtikleri meşrubat kutularını aracın camından dışarıya atanlar, Bulundukları ortamda telefon ile avaz avaz konuşanlar, Var olan kuyrukların önüne geçmek için hiçbir kabalıktan çekinmeyenler derken günümüzün nerede ise tamamı bu fenalıklardan kurtulmaya çalışmakla geçiyor.
Dikkat edilirse sadece birkaç tanesini sıralamaya çalıştığımız bu “nezaket kurallarını” yerine getirebilmek ve insanı insanlıktan çıkartan bu çapsızlıkları ortadan kaldırabilmek adına öyle uzun uzadıya masraflı yatırımlara da gerek olmasa gerek, Bu tür rahatsızlara yapılacak ikaz “sadece insan olun” demekten geçiyor.
Bir kaz kez daha yine bu sütunlarda yazmıştık, Bu kitlelerin idolü olarak bilinen “Recep İvedik” ismindeki sinema filmi, her seferinde rekor izleyici ile karşı karşıya kalıyor, Bu durum sinema filmini yapanların cebine çok önemli miktarda para koymuş olsa da toplunun nasıl dejenere olduğu da son derece açık seçik bir şekilde ortaya konuluyor.
Son derece basit insani gelişimlerimizi tamamlamadan, daha doğrusu tamamlamaya çalışmadan medeni olmaya çalışmak, bunu da burnunu karıştırırken, yola tükürürken, dişlerini kürdan ile kanatırcasına karıştırırken bizi düştüğümüz çukurdan nasıl dışarı çıkartacak.?
Doğrusu çok merak ediyoruz.