Yapmacık ve samimiyetsiz tavırlar ve cümleler
"sizi boş toplantı odasına alıyor olacağım"
samimiyetsizliğin paçadan akan durumu.
Toplantıda işler sarpa sarıyor, çalışmadığınız yerden soru geldi.Burada konuşursak toplantı uzar, mail üzerinden ilerleyelim kalıbı,mail atana kadar eksiklerinizi kapatma, durumu.
"forward ediyorum canım şimdi" olmazsa olmazıdır.
"skecul etmek" kullanılan önemli tamlamalardan biridir.
Toplantı set etmek delete edelim.
(silelim demek yok olmuş).
Karşıdakine bir şey yaptırmak için 'biz'li cümleler kurmak önemli noktalardan bir tanesidir.
Yapacağınız işin önemini arttırmak için define edin, tanımlamayın.
"kontrolleri yaparken tabloda x kolonuna y yazalım."
"eksiklikleri tamamlatma oranlarımızı yükseltelim." gibi.
“Bu işi handle edebilecek miyiz?”
bizim 40 yıllık ‘üstesinden gelmek’ deyimimizin suyu çıkmış mesela.
Müşterilerden,vatandaşlardan gelen,feedbackleri değerlendirelim.
Devlet dairelerinin kapılarında ‘dilek ve şikayet kutuları’ işte o yazdığınız dilek ve şikayetler oldu mu size ‘feedback’.
Evet "plaza dili"
O dili konuşanların bile anlamakta zorlandığı ingilizce bileşenlerinden anlayamayacağınız tuhaf lisan.
Sadece araya ingilizce kelimeler serpiştirmekle sınırlı değil,TÜRKÇE kelimeleri de eğip büküp kullanan,bir lisan.
"nepabilirizi masaya yatiralım" mesela
Yani fiile isim eki getirerek konuşma.
"gidiyor olacagız"
"yapıyor olacagız"
Asla yapmayacagız,asla gitmeyecegiz anlamına gelen yokuş cümleleri present future der yabancılar buna.
Yapıyor olmak,TÜRKÇEYİ katleden enteresan dil
(plaza dili) fiili fiillikten yüklemi yüklemlikten çıkartan tavırlar hoş değil,
anlamak için,
anlamaya çalışmak için,
anlamış gibi davranın.
Uydurukça konuşanlar.
"Girdim" demek yerine,
"Giriş yaptım"
demek mesela.
Uydurukça! kesinlikle uydurukça! işin tuhafı giriş-çıkış yapanlar,nedense hep yüksek ve saygıdeğer şahıslar oluyor! Mesela
"Müdür bey giriş yaptı"hep.
"Sokaktan bir adam giriş yaptı"hiç olmuyor nedense.
EVET konunun özüne dönelim...
Övünülecek kadar güzel bir dilimiz var yeterki biz DILİMİZE özen gösterelim.
Tamam bazı kelimelerin TÜRKCESİ yok.Her dil,baska dillerden sözcükler alır.Dillerin doğal gelişme sürecinin bir parçasıdır.
Önemli olan,bunu aşırıya götürüp ortaya kimsenin anlamadığı bir dil çıkarmamak.
Buyrun...
-Odaklanmak yerine fokuslanmak,
-Taramak yerine scan etmek,
-Yönetmek yerine cash,
-Önermek yerine oropose etmek,
-Toplantı günü ayarlamak yerine "meeting scheduk "
-Bir dilin dünyadaki yaygınlığı,
-Yapısal özellikleri,
-İfade gücü,
-Tarihi,
-İşlenmiş bir dil olup olmadıgı,
-Kaç kişi tarafından kullandırılmakta olduğu,
-O dilde edebi ve bilimsel eserlerin verilmiş olup olmadığı,
Bu ölçülere sahip dil, TÜRKÇE dünyanın en önemli dillerinden biri,ingilizce, Türkçeden sekiz asır sonra yazı dili olabilmiş.Dünyada 220 milyon kişi lehçeleriyle TÜRKÇE konuşuyor.
Lütfen!!!
Kendi elimizle güzel dilimizi neden yağmalıyoruz.
Tabiki dilde yasakçı ve zorlama istemiyoruz.O Nazi yöntemidir ve başarılı olamamıştır.
Sonuca geldigimizde söylenecek şudur.
Okullarda dilimizin öğretimine önem vermeliyiz.
Dilimizi öğretmeyi becermeliyiz.
ANA DİL bu kadar kötü eğitime kuşaklar boyu dayanamaz.
Kendi dillerini öğrenemeyenler yabancı dilleri öğrenemiyorlar öğrenemezler.
Dil kurumları, yazarlar,iletişimciler,medya DİLİMIZİ düzgün kullanmalı, kullanılması için gerekli düzenlemeleri yapmalı, mesela 80 yıl önce romanlarda yazılmış şekliyle sayfanın altındaki dipnotlara bakmadan da anlayabilmeliyiz.Mesela
Bir milleti ayakta tutan, onun varlığını ve devamını sağlayan, millî şuuru besleyen, bir millete mensup olma hazzını veren ve
birbirine yaklaştırarak onlar arasında birlik yaratan unsur olarak dilin, millet hayatındaki yeri çok önemlidir. Öyle ki milletin varlığı, dilin varlığıyla mümkündür.
Dilimizi.
Dinimizi,
Dirligimizi ve birligimizi korumalı ve asimile etmemeliyiz..
Saygılar-Esenlikler dilerim