Cemal Süreya’nın ''Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim.'' dediği günlerdeyiz, sabah uyanıyoruz hava kapalı, giyin çık görüşmeleri yap saat 16.30 gibi bakıyorsunuz hava iyiden iyiye kapamış ve akşam olmuş.
Sonbahar yada diğer mevsimler ile herhangi bir alıp veremeyeceğimiz yok ancak içerisinde bulunduğumuz 2020 yılında başımıza bir sürü felaket gelince insan ister istemez daha açık daha aydınlık ve biraz daha güneşli havalar arzu ediyor.
Normal şartlarda yani Eylül ayı başı itibarı ile her şeyin yerli yerinde olması bekleniyor Eylül ayı ile birlikte Adli tatil sona erer, TBMM’de çalışmalar biraz daha hız kazanır, İlkokuldan başlamak üzere tüm eğitim kademeleri yeni döneme” Merhaba” der ve hepimizin bildiği o hareketli sonbahar günleri başlar.
Pandemi dolayısı ile sözünü ettiğimiz sonbahar ayına mahsus bu gelenekler başlamış olsa bile eski tad tuz yok, Büyük bir çoğunluğun Maske ile dolaştığı, İki kişinin yan yana gelemediği, bizzat Sağlık bakanlığından gelen “Misafirlikleri tamamen ortadan kaldırın” talimatı ile var olan alışkanlıklarımızın tamamı ötelendi.
Bütün bunlarla birlikte yukarıda a belirttiğimiz gibi saat 16.30 civarında havanın bir anda kararması bizi her zamankinden daha fazla karamsarlığa düşürüyor ancak pandemi dolayısı ile hava iyi olsa yada yaz mevsimi gelse hayatımızda bundan daha iyi ne olacak ..işin doğrusu o konuda da bir fikrimiz yok.
Sonbahar mevsiminin hüküm sürmesi ile bilindiği gibi herkes daha sıcak bir alan bulmanın derdine düşer daha çok eski tip sobaların bulunduğu mekanların etrafında 8-10 kişilik grupların toplandığı arkadaş kitlesi sıcak çay eşliğinde muhabbetin dibine vürudu.
Pandemi hayatımızdaki tüm alışkanlıkları değiştirdiği gibi bu şekildeki geleneğimizi de baltaladı, İnsanlar Pandemi dolayısı ile en yakınları ile bile görülmekten kaçındıklarından bildiklerini de etrafındakilere anlatma imkanını bulamıyorlar.
Mart ayı itibarı ile hayatımıza giren Pandemi dolayısı ile belli aralıklar ile sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başlandığında vatandaşlarımız bu zamana kadar duymadıkları kitapları okudular, günün yoğunluğu dolayısı ile ara vermek zorunda kaldıkları kültür sanat etkinliklerine televizyonlar vesilesi ile kavuştular, raflarda kitap ve sinema filmi CD’si kalmadı.
O günlerin üzerinden de belli bir zaman geçti, Şu sıralarda pandeminin sürekli yükselişte olması dolayısı ile başta tekrar sokağa çıkma yasağı olmak üzeri bir sürü kısıtlamanın uygulamaya konulacağı söyleniyor.
Böylesi iç karartıcı bir süreçte Cemal Süreya’nın ''Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim.'' İfadesinin ne kadar anlamlı olacağı noktasında da ciddi endişelerimiz oluşmaya başladı, Sanat icra etmek için bile uygun vakitlerin olması gerektiği ancak Pandemi dolayısı ile vakitsizliğin en üst noktada bulunduğu bir dünyada nasıl sanat icra edeceğiz ki.?
Meseleye bu çerçeveden bakınca Sonbahar mevsiminin Pandemi dolayısı ile biraz öksüz kaldığını söylemek yanlış olmaz, Saat 16.30 ‘da havanın karardığı üstüne üstlük en yakımızdaki dostumuza bile “Merhaba” demekten kaçındığımız bir noktada “Sonbahar Mevsimi artık Öksüzdür” demek sanıyoruz fazla iddialı bir ifade olmayacaktır.
En azından bizim için..