Ön seçim

İçerisinde bulunduğumuz günler bizim gibi mesleği gazetecilik olanlar için ziyaretçi trafiğinin en yoğun olduğu zamanlar.

Türkiye’de bir şekilde seçim olacak ifadesi seslendirildiğinde artık geri adım atmanın mümkünü olmaz, o andan itibaren konuşulan iki gündem maddesinden birisi “seçim tarihi” diğeri de “adaylar” olur.

Gönlünden milletvekilliği geçenler en az bir dönem TBMM’de olmak isteyen siyasetçiler bugünlerde başta medya kuruluşları olmak üzere bölgede var olan STK’ları dolaşıp “bu yarışta bende varım” mesajı vermeye başlıyorlar.

Siyasi partilerin TBMM’ye göndermek istedikleri milletvekili adaylarını hangi metot ile belirleyeceklerini şimdiden bilmek zor ancak bu konuda bilinen mevcut milletvekillerinin olabildiğince merkez ataması istedikleri, yerelde siyaset yapanların ise “Genel merkez adayları ön seçim yolu ile belirlesin” talebinde oldukları noktasındadır.

Çoğu zaman adayları ön seçim ile belirlemek genel merkezler özellikle de genel başkanlar için tercih edilmeyen bir yoldur, bir şekilde genel başkanların etrafında bulunan yöneticiler henüz hiç kimsenin anlayamadığı bir sebepten “-Efendim ön seçim yaparsak seçilebilecek sıralara hiç istenmeyen isimler girebilir” şeklinde akıla ziyan bir gerekçe bulabiliyorlar.

Ön seçim istenmeyen noktalarda parti yöneticilerinin “istenmeyen isimler seçilebilecek sıraya girebilir” dedikleri isimler bilindiği gibi mevcut partilerin kapılarından girip hür iradeleri ile parti üyesi olmuş, yapılan kongrelerde ilçe delegesi-il delegesi-belde başkanı-ilçe başkanı-İl başkanı-kurultay delegesi olmaya hak kazanmış ve partinin başarısı için gece gündüz demeden ter dökmüş isimler.

Var olan tün siyasi partilerin genel merkezleri seçim süreci başladığında kamuoyuna “bize bulundukları bölgelerde sevilen, tanınan, iyi bilinen adaylar lazım” açıklamasını yapmaları zaten bizim anlatmak istediklerimizi de çok net bir şekilde özetliyor.

Partilerin imbikten süzülerek seçilmiş delegeleri, il-ilçe-belde yöneticileri yapılacak bir ön seçimde aday olmak isteyenleri zaten en ince detaylarına kadar inceleyip kararını ona göre verecek son derece önemli seçicilerdir.

Siyasi partilerin genel merkezleri ön seçimden korkmamalıdırlar, Son  dönemlerde her hangi bir siyasi partiye üye olmak isteyenler zaten en ince detaylarına kadar kontrol ediliyor geçmişleri didik didik edildikten ve gerekli güvenlik araştırmaları yapıldıktan sonra üye olarak kabul ediliyorlar.

Gerekli tüm taramalardan geçmiş, partisi için gece gündüz demeden koşturmuş isimler için sandık koymak onlara da sunulacak harika bir seçenek olsa gerek.

Tabandan tavana kadar devam edecek olan bu süreçte, Partilileri tarafından sevilen sayılan adaylar hiç endişe edilmesin toplum tarafından da sevilecek seçmen tarafından da sahiplenilecektir.

Ön seçimden korkmamak lazım.

Parti içi demokrasiye inanmak lazım.

Partililere sonuna kadar güvenmek lazım..