Daron Acemoğlu’nun Nobel Ödülünü alması ile, bu ödülü alan vatandaş sayımız üç oldu. Hoş bu ödülü alan Daron Acemoğlu Amerikan vatandaşı ancak bu topraklardan çıkmış bir bilim adamı. Nobel Barış ödülü 1901 yılından bu yana veriliyor. Bu ödülün gerekçesi bizi ilgilendirmiyor ama verilme biçimi önemli.
Ödülü ilk olarak 12 Ekim 2006 yılında yazar Orhan Pamuk aldı. Ödülün alınmasından önce Pamuk Neue Zurcher,Zeitung adlı isviçregazetesinde verdiği bir mülâkatta, "Bu topraklarda 30 bin kürt ve 1 milyonErmeniöldürüldü. Benden başka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi." şeklinde bir ifadede bulundu.
Ödül sonrasında birçok yazar ve tarihçi eserleri ile ilgili önemli eleştirilerde bulundu.Bir kısım edebiyatçı Orhan Pamuk'un eserlerindeki bazı bölümlerin diğer yazarlara ait başka eserlerden fazlasıyla esinlendiğini savunmakta, özellikle bazı romanlarındaki belli kısımların diğer kitaplardan neredeyse tamamen alıntı olduğunu öne sürmektedir.
Murat Bardakçı26 Mayıs 2002 tarihinde belgeleri ile yazarı sahtecilik ve intihal ile suçladı. Murat Bardakçı'ya göre Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı romanı, hikâyesi ve anlatım şekli ile Amerikalı yazar Norman Mailer'in Ancient Evenings adlı romanının bir kopyasıdır.
Ayrıca suçlamalara göre Orhan Pamuk'un Beyaz Kale adlı romanı, Mehmet Fuat Carim'in Kanuni Devrinde İstanbul başlıklı eserinden birebir pasajlar içermektedir.Bu suçlamalara Pamuk hiç cevap vermedi ama bu ödülden geriye hiçbir tarihi kanıtı ve gerçeği olmayan bir milyon Ermeni’nin öldürülmesi meselesi kaldı. Yani ödülde de bir cambaza bak hikayesi mevcuttu.
İkinci Nobel’i Aziz Sancar aldı.Sancar, hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmalarından dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahlile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı, 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktaydılar.
Ödül, İsveç Kralı Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar, ''Beni ödüle götüren, Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.'' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir.
Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir.Ülkesinden çıktığı koşulları ve milletinin onun için yaptıklarını ve aydınlanma devriminin değerini tüm dünyaya anlatan Sancar’a bu ödül inanın bir başkası olsa verilmezdi.
Bu üç araştırmacının diğer ikisine ödül verme Sancar’ı yok sayma şansı olmadığı için ödül almıştır. Çünkü Türk olmak ve bundan utanmadan ya da Türk olmaktan vazgeçmeden büyük şeyleri başarmak çok takdir gören bir şey değildir. Bu ödül bu nedenle çok kıymetlidir.
Üçüncü Nobel’i Daron Acemoğlu, Türkiye’de doğmuş Ermeni asıllı bir Türk vatandaşımızdır. Kurumların nasıl oluştuğu ve refahı nasıl etkilediği konusundaki çalışmalarından dolayı 2024 yılında Simon Johnson ve James Robinson ile birlikte almıştır. Orhan Pamuk ve Aziz Sancar 'dan sonra Nobel Ödülünü kazanan üçüncü Türk, Nobel Ekonomi Ödülü kazanan ilk Türktür.Acemoğlu, Atatürk tarafından 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin "Osmanlı İmparatorluğu ile çok fazla devam ettiğini" ileri sürmüştür.
İmparatorluktan cumhuriyete geçiş bazı olumlu değişiklikler getirmiş olsa da, modelin iktidara gelen reformcular tarafından büyük ölçüde sürdürüldüğünü ve iktidarın ve ekonomik faaliyetin sürekli yoğunlaşmasını gerekçe gösterdiğini savunmaktadır.
Cumhuriyet döneminin etnik azınlıkları kabul etmemeyle karakterize edildiğini ileri sürmektedir. 2014'te Acemoğlu, Türk ders kitaplarındaki yaygın Ermeni karşıtı söylemi kınamış ve kitapların tedavülden kaldırılmasını talep etmiştir. Amerikan vatandaşı olan Acemoğlu askerliğe karşı olduğu için yaşamını Amerika’da sürdürmektedir.
Yani Nobel yine Türkiye için aykırı söylemleri olanı, ırk farklılıkları nedeniyle spekülasyona açık olan bir adayı seçmiştir. Burada mesele Nobel gibi ödüllerin o kocaman isimlerine rağmen politik olduğunu görmekle ilgilidir. Ödül alınması bir ülkenin çağdaş dünya düzeninde yerinin olması açısından önemli olabilir ancak ülkeyi tanımlamaz.
Bilime ve sanata katkı ayrıca ödül için değil o ülkenin yaşamsal gücü için yapılır.
Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti kendisini unutmayanı da kendisine ihanet edenide gören ve görecek kadim bir çınardır. Bu çınarın gölgesinde hainler dışında herkese yer vardır.