2020 yılı itibarı ile tüm dünya ülkeleri ile birlikte bizi de sarıp sarmalayan, önce ürküten sonra korkutan en sonunda da sevdiklerimizi elimizden alan koronavirüs ile olan mücadelemiz o gün bu gündür devam ediyor.
İlk anların şaşkınlığı geçtikten sonra hepimize kabus gibi gelen “eve kapanma dönemleri” başladı, Uzun süreli zaman dilimi içerisinde evlerimize hapsolduk, evde kaldığımız günlerde psikolojik destek alanlar oldu, Kitap okuma alışkanlığı olmayan bir ülkenin insanları “yapacak başka iş yok bari kitap okuyalım” diye niyetlenince kitap evleri baskı üzerine baskı yaptılar, Kargo şirketleri evlere kitap yetiştirmekte zorlandılar.
Tüm ev halkı eve kapanılan günlerde birlikte sinema filmleri izledi, balkondan balkona konserler verildi, Fırıncılar evlere ekmek servisi, manavlar sebze meyve servisi yaptılar.
Sonra salgından kurtulmanın tek yolunun aşı olmaktan geçtiği haberi geldi, 83 milyon Türk insanı merak ve özlemle aşı olabilmenin yollarını aradılar, İlk anlarda ihtiyaç duyulan aşının tedarikinde büyük zorlukla çıktı, Aşı söz verilen tarihlerde getirilemedi, gelen aşılar ise ilk anlarda ihtiyaca cevap vermekte yetersiz kaldı.
Aşılar geldi, Vatandaş randevu alarak kendi sağlığı adına önce birinci sonra da ikinci aşıyı olmanın yollarını aradı, işin doğrusu bizde her iki aşıyı olan hatta “üçüncü dördüncü aşıyı olma imkanı varmıdır.?” diye soran grup arasında olduk.
Böyle bir noktada farkına vardı ki ülke nüfusunun nerede ise dörtte biri yani 20 milyonluk bir kitle aşı olmak istemiyor aşıyı reddediyor hatta yakın çevresinde bulunanları da aşı olmaktan vazgeçirmek istiyor.
Bugün okullar açılacak, Yunanistan’ın nüfusu yaklaşık 13 milyon civarında ve bizim Yunanistan’ın nüfusundan fazla olan öğrencilerimiz zor bir süreç sonrası yüz yüze eğitim –öğretim için okulların yolunu tutacak.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın okullarda aşı yaptırmamış öğretmenler için PCR testi isteneceğini bildirmesinin ardından, detaylar İçişleri Bakanlığı genelgesinde açıklandı. Aşı olmamış ya da daha önce hastalık geçirmemiş olan öğretmen ve okul çalışanları haftada iki kez PCR testi yaptıracak.
İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine PCR Testi konulu yeni bir genelge daha gönderdi. Genelgeye göre başta öğretmenler olmak üzere eğitim personeli, kantin çalışanları ile öğrenci servislerinin şoför ve rehber personeli gibi öğrencilerle bir araya gelecek görevlilerden aşı olmamış ya da daha önce hastalık geçirmemiş olanlardan, haftada iki kez PCR testi ile taranmaları istenecek.
PCR testi sonuçları okul idareleri tarafından gerekli işlemler yapılmak üzere kayıt altında tutulacak.
Yeni Milli Eğitim bakanı da "Kamuoyunda bu konuda dezenformasyon söz konusu. Öncelikle net olarak ifade etmek isteriz ki öğrencilerimize yönelik aşı ve PCR testi zorunluluğu bulunmuyor. Burada kılavuzda da yer aldığı şekliyle sadece öğretmenlerimiz değil servis şoförlerinden, servislerde görevli yardımcı personel, okullardaki idari personel, kantin ve yemekhane çalışanlarına kadar eğitim-öğretim ortamına dahil olan tüm çalışanlarımız aşı olmak istiyorlarsa aşı olacaklar. Aşı zorunlu değil, süreç gönüllülük esasına göre işliyor. Öğrencilerimiz ile bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarımızın aşı olmayacaklarsa haftada 2 defa PCR testi yaptırma zorunluluğu var." diyerek işin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Aşı ile ilgili süreçte tam bir seferberlik ilan edilmiş durumda, Kural ve kaidelere tam uyduğumuz daha da önemlisi aşı olduğumuz takdirde gelecek yıl Koronavirüs belasından en üst noktada kurtulabileceğimizi düşünüyoruz.
Aksi takdirde olabilecekleri düşünmek bile istemiyoruz.