Kapımızdaki Bela

Geçtiğimiz mart ayından itibaren Covid 19 belasıyla karşı karşıyayız, bir anlamda bu salgın ile 7/24 köşe kapmaca oynuyoruz.

Bundan birkaç ay önce işin doğrusu hiç birimiz tehlikenin boyutunun bu kadar ileri boyutlarda olduğunun farkında değildik.

Birden bir salgına yakalanan yakalandıktan sonra da hayatını kaybedenlerin sayısındaki olağanüstü rakamlar ortaya çıkınca artık işin şakasının olmadığı da anlaşıldı.

Biz millet olarak genellikle “Bana bir şey olmaz “ havasındayız, Hastalığı, salgını yada başka türlü olumsuzlukları oldum olası kendimize yakıştıramayız, Toplumu tehdit eden pek çok rahatsızlığın bize uğramadan geçip gideceğine inanırız.

İşin doğrusu ilk başlarda  Covid 19 salgınının da bizim yakınımızdan geçmeyeceğini, geçse bile alacağımız ufak tefek tedbirler ile bu sorunu atlatabileceğimize inanıyorduk.

İlk aşamada 65 yaş ve üstünün salgına yakalanma riskinin daha fazla olduğuna inandık, onları sahadan çekersek salgın ile daha kolay mücadele edebileceğimizi düşündük 65 yaş üstü vatandaşlarımızdan gelen itirazlara ise fazla kulak asmadık.

Son birkaç aydır Covid 19 kelimenin tam anlamı ile kapımıza dayandı hatta kapımızdan içeriye girmiş oldu, bunda salgının dil-din-ırk tanımaması bir tarafa bizimde gerekli önlemleri almadığımız gibi son derece önemli bir gerçek var.

Şu an son derece büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız, Covid 19 artık yaş farkı gözetmiyor, Bölge gözetmiyor, büyük küçük farkını tanımıyor, Salgın bırakın mahalleleri artık aynı ev içerisindeki aile bireyleri arasında da olağanüstü bir hızla yayılıyor.

Konu ile ilgili bilgisi olanlar bir şekilde kendimizi yaz mevsimine atmamız gerektiğini söylüyorlar, Henüz Kasım ayındayız, Yaz mevsimine ulaşmak için Aralık-Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs aylarını kazasız belasız atlatmamız gerekiyor.

Haziran ayına kadar yurt içerisinde yada yurt dışında salgının önlenmesi adına nasıl önlemler alınacağını şimdiden bilmek zor, ancak vatandaş olarak bize düşen başlıca görevler “Maske-Mesafe-hijyen” üçlüsünü dikkate almak, kalabalık alanlarda olmamak,  Eş-dost ziyaretlerini olabildiğince ötelemek ve mecbur kalmadıkça evden çıkmamaktır.

Burada önemli olan yöneticilerin ne dediklerinden çok bizim son derece basit önemler almamızdır, “Bana bir şey olmaz” aymazlığından vaz geçmek Covid 19 belasından kurtulmanın birinci yolu olarak önümüzde duruyor.

Bu işin şakası yok, etrafımıza baktığımızda şu ana kadar herhangi bir sağlık sorunu olmayan pek çok tanıdığımızın Covid 19 salgını dolayısı ile hayatlarını kaybettiklerini yada yoğun bakım ünitelerinde hayata geri dönebilmek adına mücadele verdiklerine şahit oluyoruz.

Lütfen dikkat kendi canımıza sağlığımıza değer verelim, Kendi sağlığımıza değer verdiğimiz anda karşımızdakilerin sağlığını da koruyacağız, etrafımızdakilerin de sağlıklarını tehlikeye atmayacağız.

Lütfen dikkat

Bu işin şakası kalmadı.