İnanç istismarı

31 Mart 2024 tarihinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere çok şehirde belediyenin CHP’li adaylar tarafından kazanılmasından sonra yıllardır kent merkezlerinin en güzel yerlerinde çok cüzi kiralar ile faaliyet gösteren Tarikat ve Cemaatler şu sıralar şikayet üstüne şikayet üretip duruyorlar.

Türkiye’de  tarikatlar ve cemaatler biz kendimizi bildik bileli tartışılan kurumların başında geliyor, “Tarikat ve cemaatlere ne kadar kurum denilebilir”  sorusuna da verilecek bir cevabımız yok.

Daha çok seçim dönemi öncesi gündeme gelen tarikatlar ve cemaatler bir anda iktidara gelmek adına daha fazla oy anlamına geliyorsa da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra üç bin beş bin kişiye etki ettikleri söylenilen cemaat ve tarikatlar bir anda daha fazla göz önüne çıkmış oldu.

Cemaat ve tarikatlar ile ilgili tartışmaların bitip bitmeyeceği eğer bitecekse bu sürenin ne zaman dolacağı şeklindeki sorular bu günlerde var olan tüm medya gruplarında tartışılmaya başlandı ve sözünü ettiğimiz bu grupların Türkiye’nin yönetimindeki hemen her bakanlıkta son derece hızlı bir şekilde kadrolaştıkları anlatılmaya başlandı.

İşin bu tarafında böyle bir tartışma başlayınca ortalık bir anda  cemaat ve tarikat bolluğundan geçilmemeye başladı bu durumda beraberinde ister istemez gözlerin cemaatlerin başındaki isimlerine çevrilmesine yol açtı.

Dikkat edin bir anda belli belirsiz  bir cemaat liderliği furyası başladı.

Cemaat liderliği ile ilgili bu artış enflasyon canavarını bile geride bıraktı

İpini kopartan din alimi hocası oldu ekranlarda boy göstermeye başladı.

Bu cemaat liderleri Diyanet işleri dururken İslam adına hükümler veriyor.

İçtihat kapıları açıyor.

Fikirler sıralıyor.

Müritler topluyorlar.

Her köşede onlar.

Birisi “bana altmış dört ayet indi” diyor,

birisi “mehdiyim” diyor,

Devlet sessiz, vatandaş şaşkın

Bu cemaat liderleri arasında hiç Mevlana, Yunus ,görünümü yok.

Oturup ellerine bir kitap alıp okuyor anlatıyorlar.

En zararlı insanlar bunlar islam için

Bir gün gelecek kendilerine verilen o kötü görevi layıkıyla yerine getirecekler hem de  İslam’a çok büyük zarar vererek.

Korkuyoruz bir süre sonra bunlar İslam’a en çok zarar verecek klikler olacak.

Sanki hep bir elden özel yetiştirilmişler.

İslam’ı zedeleme yönünde ilerliyorlar.

Bu konuda yaşanmış yüzlerce binlerce örnek var.

Şeffaf açık sarih bilgilere ilişkilere ihtiyacımız var kimseyi kontrol edemediğimiz noktalarda .

Allah rızası için bıraktığımız insanları kontrol edemiyoruz.

Sonra toz kondurmuyoruz kendilerine.


“İnsan nankördür” ayeti varken .

“Çiğ süt emmiştir” atasözü varken.

Ortalık toz duman.

Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Kim doğru söylüyor kim yanlış belli değil Provokasyon kol geziyor.

Sağlıklı olmaz bu ortamda fikir beyan etmek.

Bekleyeceğiz bir süre .

Ama unutmayacağız

Yazacağız bir kenara.

Bekleyip sağlıklı kararlar vereceğiz.

Kendisini cemaat yada tarikat lideri gören dini kullanan, halkı korkutanları da buradan ikaz ediyoruz.

Müslüman ayıp yapmaz, örtmeye de gerek kalmaz.

Bizi uyutmayın.

Müslüman ayıp işlemeyince yaptığı ayıbı örtme üzerine konuşulmaz.

Müslüman Allahtan korktuğu için ayıp yapamaz.

Hakkı yoktur.

Öyle hadislere sığınmayın. 

Dine karşı hainlik etmeyin.

Cehennemin en dibinde siz yanarsınız fırsatınız olursa.

Neden kimse sorgulamıyor düşünemiyor kontrol edemiyor .

İyi niyetli halis Müslüman zavallı halk herkesi kendisi gibi biliyor.

Birilerinin bu işlere el atması vakti çoktan gelmiş.
Yoksa  Allah korusun gelecek günlerde bugünleri bile arayabiliriz.