İki ben


08.05 trenine yetişmeliydim. Tren kalkış saatine 3 dakika kala otobüs kırmızı ışıkta durdu. Sabırsızlıkla ışığın yeşile dönmesini bekliyordum.
Yeşil ışığın yanması ile otobüs hareket etti ve Gebze İstasyon caddesine girdi.

Süre öyle hızlı ilerliyordu ki yetişebilmek için ayağa kalktım ve arka kapıya yanaştım. Otobüs durakta durduğu gibi kendimi dışarı attım.

Sağıma soluma bakarak yolun karşısına geçtim, merdivenlerden ikişer ikişer çıkarken, cebimden de İstanbulkartımı çıkarıyordum.

Giriş turnikesine geldim, benim aceleme inat önümdeki kadın yavaş yavaş geçiyordu.

Kartı okuttuğum gibi turnike açıldı. Ben de hızlıca merdivenlerden koşarak trenin en yakın kapısından kendimi içeri atmak istiyordum.

Kapıların kapanma sinyalinin ötmesi ile bir ben içeri girdi, bir ben kapıya yapışır şekilde dışarıda kaldı.


İçeri giren ben, trene yetişmenin verdiği mutluluk ile kendime oturacak yer aradım. İlk bulduğum yere oturdum. Her zaman olduğu gibi tren Darıca, Osmangazi duraklarını geçerek, GTÜ Fatih durağında doldu.

Tuzla'da binen öğrenciler gibi ben de Pendik durağında indim. Alt geçitten, tatlıcının önünden çıkıyordum ki dışarıdan sesler ve bağrışmalar  geliyordu.

Bir adam, kendini tutmaya çalışan iki kişiyi iterek, ağzından küfürler savurarak, elinde bir sopa ile taksiciye saldırıyordu.

O saldırırken, bir bayan bayılarak yere düştü. Birkaç kişi taksiciyi zorla arabaya soktu ve onun uzaklaşması ile ortam sakinledi.  

Ben de hızlıca Şehit Fethi caddesinden milli eğitime gittim ve sıcak odama girdim.
Gebze istasyonda son anda 08.05 trenini kaçıran ben ise, 15 dakika sonra kalkacak trene binmek için arkamı döndüm.

Arkamda bomboş bir tren beni bekliyordu. Artık acelem de yoktu. Yavaş adımlar ile trene girdim.

Bütün koltuklar bana aitti ve istediğime oturabilirdim. Trenin öteki ucuna doğru yürüdüm.

Pendik'te ineceğim merdivenlere yakın duran vagonda bir yere oturdum. Durmadan içeri insanlar giriyordu.

15 dakika içerisinde neredeyse trende oturacak yer kalmadı. Sakin bir şekilde ama kalabalık ortamda Pendik'e geldik. İnecekler ve binecekler kapıda karşı karşıya geldi.

Trenin dışında yapılan "Lütfen ineceklere öncelik verin." anonsunu dinleyen yoktu. Önümdeki bayan trene binmek isteyenlere sert çıktı.

Onun sesinin yükselmesi ile birlikte, binmek isteyenler ikiye ayrıldı ve orta koridordan trenden indik.


Kalabalık bir şekilde alt geçitten çıktım. Hemen çıkışta taksi durağında yine yolcular sırada araç bekliyordu.

Hızlıca minibüs durağını da geçtim. Süreyyapaşa İlkokulunun önünde yine trafik tıkamıştı.

Plevne caddesinden Pendik milli eğitim müdürlüğüne geldim ve odama girdim. 

Paralel evrende iki farklı ben aynı odada buluşunca tek yaşama geçtik.

#amp-auto-ads