Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Orhan Kemal gibi nice değerlerin yaşadıklarını, şiirlerini yetim bırakıp gittikleri Haziran'dayız.
Her ses çıkaran telin, bu tellerin oluşturduğu ses ile şarkı, türküye dökülen satırların ustalarının aynı ayda, Haziran'da hayata göz yummalarının anıldığı şu günlerde yapılan paylaşımlara bakarken, onlar yaşarken ne kadar değer gördüklerini bu ülkede kitap, gazete okurunun ne kadar olduğunu düşünüyordum.
Çünkü hayatı ve bu hayatın içinde yaşananları anlamayanların çok olduğu bir dünyada yaşadıklarını tüm dünyaya anlatan Nazım Hikmet, Ahmed Arif, Orhan Kemal'lerin, yaşarlarken yaşadıklarını anlayanlar, onların yaşadıklarını yaşayanlar her gün, her Haziran'da ölürken birilerinin de o yaşanmışlıklar üzerine timsah göz yaşları döktüklerini görüyor, izliyor, üzülüyordum, bir kez daha kendimin yaşadıkları ile...
Ve Ahmed Arif'in “çiçek gibi insanların kalbini kırdınız, bahçeleriniz bahar görmesin.” bedduası ile 82 Milyonluk ülkede bir milyonu spor, bir milyonu magazin, bir milyonu bedava dağıtılan gazetenin okunduğu, kitap evlerinin AVM'ler kadar dolup, taşmadığı ve yaşananların, yaşatılanların yüzünden Haziran'da ölmenin çok ama çok zor olduğunu, sevdasını okşarcasına klavyeyi okşayarak bir yazıyı daha bitiren parmaklarımı, tutan kollarımın kalbimden gelen sızı ile ağrıyıp, halsizleştiğini anlıyor, of çekerek Haziran'da ölmekten öte, daha zor olan duyguları frenlemeye çalışıp, yaşananların öldüğünü iyiden iyiye anlayıp, Haziran'a kadar yaşadıklarıma bir kez daha son veriyordum..