Hazan ve Hüzün.

Eylül ayı hazan ayı, hüznün kokusunun toprakla buluştuğu andır. Baharla yeşeren umutlar duygular; Yaz’la yüklenir, olgunlaşır. Hazan ’la birer birer savrulur, dökülür.

Hazan vakti hem hasret hem hicret vaktidir. Bahardan ve yazdan kalan ne varsa hazan vakti gelince birer birer uçup giderler.

Baharla serpilip açan güller, dağları, ovaları süsleyen mor sümbüller ve yapraklar dökülür birer birer.

Göçmen kuşlar kendilerine kucak açacak uzak diyarlara kanat çırparak hicret ederlerken, börtü böcekler yeniden dirilmek için toprağın altına kendilerini gömerler.

Koca Çınar ağacı yapraklarını, evlatlarını birer birer hafif rüzgârın esintilerine kaptırırken, çırıl çıplak, anadan üryan yeniden dirilmek için kış uykusuna yatar.

Adeta kâinat ölüm sessizliğine bürünür. Keskin ve soğuk esen rüzgârın sesi, İsrafil’in sura üflemesi gibi kâinatta yankılanır.

Hazan mevsiminin gündüzü hasret, veda ve ayrılık, gecesi ölüm sessizliğidir. Hazan mevsiminde yüreği burkulmayan, hüzünlenmeyen, gözü uzaklara dalıp da derin düşüncelere dalmayan insan yoktur.

Bakınız geçen hazan mevsiminden bugüne koca bir yıl geçti ömrümüzden.

Bazen kelebekler gibi özgürce kanat çırptık mutluluğa, sevgiye, iyiliğe.

Bazen derin üzüntülere gark etti bizi.

Bazen dertleri, kederleri içerimize ata ata biriktirdik.

Bazen bulutlarda biriken yağmur misali gözyaşlarımızla birlikte sel oldu aktı.

İnşallah bu akan gözyaşları, yeni bir baharla birlikte yeni bir dirilişe kadar sular toprağı. Daha zinde, daha gür, daha adil bir dünya tomurcuklanır, yeşerir.

Bu; iyilik, güzellik ve umutla olur. En koyu karanlığın ortasında bile, umudun cesaretiyle sesimizi duyurabiliriz.

Umutlu insan kökü ve dalları olan insandır. Kökümüz ve dallarımız günü geldiğinde yine çiçeklere, yine kuşlara, yine böceklere kol kanat gerecektir.

Hazan mevsimi bir kışa hazırlık mevsimidir. Hüzün bundan bizi sarıp sarmalar. İçimizi daraltıp sıkar. Üzerimizdeki yüklerden bizi arındırır. Çünkü “hüzün” ruhu, duyguları olgunlaştırır. Kalpleri yumuşatır. Yazın sıcaklığıyla beraber kurumuş kalpleri, hazan yağmurlarıyla ıslatır.

Kalplerde açmayan çiçeği, hangi göz sevebilir ki? Hangi burun güzel kokusunu alabilir ki?

Göz görüp, gönül severse her şey güzel olur. Kalpleri hazırlamadan, huzur bulmak mümkün mü? Hazan mevsimi kalpleri ,hazırlama mevsimidir.

Bu açıdan hazan mevsimi, hüzün mevsimidir ama son bahar değildir. Olsa olsa ilkbahara hazırlık mevsimidir.