Gözler kalbin aynasıdır.

Hiçbir duyu organımız yoktur ki göz kadar çok fonksiyonlu ve anlamlı olsun. Kulak duyar, ağız konuşur, burun koklar, ten hisseder; fakat göz, yeri geldiğinde bütün bunların hepsini tekbaşına yapabilir...

...

Yüce Allah tarafından kafatasımızdaki bir çukura yerleştirilmiş bu mucizevi organ, hiçbir ses çıkarmadan o kadar çok şey söyler ki, bazen dil bile onun anlattıklarını söylemekten aciz kalır...

Göz, duyguların en güzel ifade edildiği yerdir. Yüzlerce anlam yüklenir gözlerden çıkan bir bakışa; mutluluk, kıskançlık, nefret, acı ve daha pek çok duygu bir çırpıda okunuverir gözlerimizden. Yılların yorgunluğunu, birikmiş pişmanlıkları, mutluluğu, sahte bir gülüşü ve yalanları anlamak için gözlere bakmak yeter de artar bile. Gözler varken duyguları saklamak ne mümkün; sözlerin saklamaya çalıştığını, gözler ele verirler...

Öte yandan, gözler pek çok hastalığın habercisi ve teşhis noktasıdır. İnsanların (ve hatta hayvanların) gözlerine bakarak çoğu hastalık hakkında bir fikir sahibi olunabilir. Mesela canlı ve parlak bir bakış, sağlıklı olmanın belirtisi olup, gözün beyaz bölgesinin sararmış olması da hepatit (sarılık) hastalığı konusunda önemli bir veridir. Bütün bunlara bakınca, "Gözler sağlığın da aynasıdır" demek hiç de yanlış olmaz...

Biliyor musunuz, iletişimin sadece yüzde 7’si sözlü ifadelerden oluşurken, bakışlar da dahil olmak üzere beden dili iletişimin yüzde 93’ünü oluşturmaktaymış.

...

Tabi ki beden dili ile yapılan iletişimdeki aslan payının gözlere ait olduğunu söylemek gerekir. Göz dili, Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, hiçbir sözlüğe gerek duyulmadan herkesin kolaylıkla anlayabildiği bir dildir. Sözlerin yetersiz kaldığı yerde, gözler anlatır her şeyi.

...

Öte yandan, gözlerle ruhsal yapı arasında çok yakın bir ilişkilinin olduğu da bilinmektedir. Hatta bu sebeple, "Gözler kalbin aynasıdır" diye söylenen meşhur bir söz bile vardır...

Beden denilen et ve kemikten mamul fani yapı, baki olan ruha ev sahipliği yaparken, gözlerimize de ruha açılan pencere olma görevi düşmüştür. Yani, aslında görenler gözlerimiz değil, pencereden bakan ruhlarımızdır. İşte bu sebepten olsa gerek, gözlerin ilettiği mesajlar kelimelerden daha tesirli ve daha derindir. Kalbimizdeki duyguları, yaşadıklarımızı ve gerçekleri saklayabildiğimizi sanıyorsak da, aslında gözlerimiz bizi ele vermektedir...

...

Bu denli önemli ve özellikli bir organ olan gözler için elbette ki şairlerin, yazarların, düşünürlerin ve ismi bilinmeyen daha pek çok insanın şiirleri, şarkıları, makaleleri ve sözleri mevcuttur. "Zeytin Gözlüm Sana Meylim Nedendir" diyenden "Yeşil Gözlerinden Muhabbet Kaptım" diyene, "Gözlerin Bir İçim Su" diyenden "Gözlerinin Hapsindeyim" diyene kadar bir sürü şarkıcı ve söz yazarı göz üzerine yazıp söylemiştir.

...

Öte yandan, pek çok halin tasviri gözler üzerinden yapılır. Örnek vermek gerekirse;

Bir insan, ışığı sönmüş ve fersiz bir biçimde bakıyorsa, ölü gözü gibi bakıyordur...

Gökte ararken yerde bulunca, "Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz" denilir...

Göz göre göre hata yapılınca "Kör gözüne parmak sokarcasına" yapılmıştır...

Hiçbirşeyin görülemediği duman, sis ya da karanlık için "Göz gözü görmüyordu" denilir...

Göze perde iner, gözden perde kalkar...

İki gözü iki çeşme ağlamaktan, insanın göz pınarları kurur...

Göz gezdirilir, göz banyosu yapılır, göz yumulur, baş göz edilir, gözden çıkarılır, gözdağı verilir, göz doldurulur, göze kestirilir, göz ucuyla bakılır, göz konur, göz önünde bulundurulur, göz kırpılır, gözden geçirilir, göz ardı edilir, göze gelinir, gözden düşülür, göz açtırılmaz, göz kaş süzülür, göz hapsine alınır, gözaltında tutulur, göz kaçırılır, gözden kaçırılır, gözden kaybolunur, vs...

Bana göre, göze dair yazılan ve söylenenler bir araya getirilebilse, eminim ki başlı başına koskocaman bir külliyat olurdu.

Son söz;

Göz gönlün giriş kapısıdır, gözden düşenin gönülde yeri yoktur...