Muhalefet belediyelerinin belediyeciliği bırakıp, Sebzecilik, Kasaplık, Sütçülük, Tekstilcilik yaptığını gören iktidarın “Onu da ben yaparım” diyerek başlattığı gartol kampanyasının tartışıldığı şu günlerde, 128 Milyar doların kayıp olduğu iddiaları ve buna yönelik sorulan sorular da devam etmekte.
Gartollerın, kaymakamların poz verip, mutfaktan anladığı söylenen kadınlardan biri olan Tuzla vali yardımcısının törenle patates dağıttığı ülkede, 128 milyar dolar paranın ortadan kaybolduğu öne sürüle dursun, savcılar da yeşil dolarları kaybedenleri değil, bu soruyu soranları, polis ve vinçlere verilen emirlerle baskı altına almak ister...
Zaten "Sormayın 128 milyar dolar nereye gitti?" diye susan bir toplum ve bu tür sorular ile sıkça karşılaşan ve cevapsız bıraktıkları bu tür sorularla veremedikleri cevaplarla dünyayı başlarına güldürenlerin iktidar olduğu bir ülkede, açlığın ne olduğunu sormakta abes olur demi?!
Tam da mübarek ay denilerek tutulan oruç, bu ve buna benzer onca şeyi sorması gerekenlerin, yani toplumun "Git başımdan kardeşim zaten oruçluyum, zaten açım,” diyenlerin çok olduğu şu adım gibi fakir ülkemde.
Yüzlük bankotlar haline çevrilmesi halinde en az 128 kamyon yük olarak dolup taşacağı söylenen “128 milyar dolar nerede?” diye sorulan soruya cevap verilemezken, tavuğun kilosunun kırmızı ete ulaştığı, Gartolun (patates) vali yardımcısına, kaymakama ulaştığı ülkemde, bir zamanlar da ayakkabı kutularına sığan yeşil dolarlar ve ardından gelen darbe kalkışması da çok ama çok tartışılmıştı. Hala da tartışılmakta ve “ankesörlerde konuştun,” “Bildiriye imza attın” diye toplamalarda...
Evet açlığın daha iyi hissedildiği şu günlerde, değil dolar, delik cebinde lirası olmayanların adına sorulan bu sorunun cevabını vermesi gerekenlerin, deprem paralarının sorulduğu zamanlarda da “yol, su, köprü” dediklerini bir anda unutup Korona, Covid-19 sonra pandemi denilerek sosyal hayatı öldüren virüsün ağızlara taktığı maskenin avantajıyla zaten konuşmayan topluma gittiğini söyleselerde, o söyledikleri toplum hala üç maymunu yani “görmedim, duymadım, konuşmaktan korkarım” demekte...
128 lira yevmiye alıp, 128 milyar doların sorulmasına ses çıkarmayıp yaşananları izleyenlerin aç kalarak günahları, suçları affedilecek diye inandıkları dinin bile haksızlığa, hırsızlığa karşı susan "şeytandır" emrini bile unutuverirler “ayakkabı kutucuklarına sığan yeşil dolarların kamyonlarda ne işi
olur?” diyerek bu vurgunu, bu talanı bu hırsızlığı yapanları sorgulamaktansa soranlara "bozmayın huzurumuzu" deyip yine sessizliği seçerlerken, açlıktan guruldayan midelerinin sesini bile duymazlar.
Ne diyelim ki; Aha 3 gün geçti kaldı 27 gün 128 milyar dolar gitti de ne olmuş ki...