Gönül ne kahve ister, ne kahvehane
Gönül sohbet ister, kahve bahane
İnsan olmak ötekinin ıstırabıyla, ötekinin derdiyle hemhal olmakla başlar. Kalbini bir başkasına açmayan şifa bulamaz derler. Dinlemeyi bilmeyen tabip olamaz. Herkesin konuşacak tonlarca şeyi olduğu bu dünyada, en çok işitebilen kulaklara, hissedebilen yüreklere ihtiyacı var.
Bir tabip edasıyla içinde yaşadığı toplumun dertlerini, sorunlarını, sevinçlerini, üzüntülerini yüreğinin en derinliklerinde hisseden Tuzlanın Şehr’ül Emini Dr. Şadi Yazıcı’nın selamıyla bende son bir iki aydır muhabbet ikliminden şifa bulanlardanım.
Anadolu’nun gönlü güzel insanları, evini, sofrasını, gönlünü, yabancı olduğu kişiye açabilen misafirperver kimseler olduğunu bir kez daha gösterdiler bize. Anadolu’nun o kadim kültürü bazı ailelerde hala varlığını sürdürdüğünü görmek memnuniyet verici.
Yeter ki siz önyargılarınızı eve girerken vestiyerde bırakarak, vicdanın yol göstericiliğinde uzun bir sohbete hazır olun. İşitebilen bir kulağınızla, hissedebilen vicdanınızla, merhamet ekseninden şaşmayın. Sohbeti bir kör döğüşüne çevirerek evi ”ikna odaları “ olarak görmeyin.
Her insanın bir hikâyesi olduğunu ve kendi hikâyesiyle bir başkasında yeniden yaşadığını hissetmek istediğini bilmek gerek. İnsanı aziz bilip, can kulağıyla dinlediğiniz zaman, gönülden gönüle bir yol zaten kurmuş oluyorsunuz.
Bizim insanımız feraset sahibidir kendisi için, yapılan hizmetleri zaten görüyor, ancak en az yapılan hizmetler kadar kendisinin de görülmesini istiyor.
Memnuniyetle söylemem gerekir ki; Tuzla Belediyesi, zengin, fakir demeden her eve, her gönüle mutlaka girmiş, mutlaka dokunmuş. Çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla yolu bir yerde mutlaka kesişmiş.
Bazen kendimi, Milli Eğitimde çalışan bir öğretmen, bazen Sağlık Bakanlığında çalışan bir doktor, bazen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında çalışan bir memur, bazen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çalışan bir bürokrat olarak gördüğüm oluyordu. Belediye olarak, hayatın her alanında insanımıza mutlaka dokunmuşuz, hizmet götürmüşüz.
Bu sebepledir ki gönlü güzel insanlarımız, Tuzlanın Şehr’ül Emini Dr. Şadi YAZICI’yı,bizi, evlerinde, işyerlerinde her zaman görmek istediklerini söyleyerek uğurluyorlar.
Bende bir Erzurumlu olarak diyorum ki:
Bir evde çay varsa, çaydanlık kaynıyorsa, kalpten kalbe bir yol var demektir.
Birgün tekrar yolumuz mutlaka düşer. Sohbet çaydanlığın kaynadığı her yerde mutlaka bir gün yeniden demlenir.