Eski evin üzerine yeni ev bina edilir mi?

Hayat bazen, insanların kendilerine ait anlattıkları hikayelerde gizlidir. 
Bu hikâyeyi dinlemek insan olmanın gerekliliğidir. Belki bu hikâye bizi insanlığın evine buyur eder. 

Bir gönüle bizi misafir eder. Gönül Allah’ın evidir. O halde misafir ilahi emanettir.

Biri size kendi hikayesini anlatmaya karar verdiyse, size gönlünü açmaya karar verdiyse, sizi Allah’ın evine, misafir olarak kabul etmeye hazır olduğunu hal diliyle beyan ediyor demektir.

Bu hikâyeden, söylenenleri dinleyecek bir çift kulağı ve tabi anlamaya çalışacak bir gönlü olanlar, nasiplenebilirler.

Bu hikâyeden damlayan, bir gönülden sızan kelimelerin içimize değmesine izin vermek, içimizdeki boşlukların bu kelimelerle tamir edilmesi ve yaralarımızın iyileşmesine izin vermektir.

Yakın zaman önce bir arkadaş içini dökmek üzere bir dostuna telefon açar.

Bir çay koy ya da bir çay ısmarla sana geliyorum diyor.

Muhatabının bir gönül ehli olduğunu düşünerek aklı sıra çay ile ilk mesajını vermiş olduğunu düşünüyor. 

Yolda yürürken içini dökeceği bir dostunun olduğu için ne kadar bahtiyar olması gerektiğini düşünerek dostunun kapısını çalıyor.

Eve vardığında çayın hazır olduğunu ve bardaklarında silme dolu olduğunu görür.

Önce bir hâl hatırdan sonra çayından bir yudum alarak, canını sıkan, içinde büyüttüğü, hayalkırıklıklarını, dertlerini yani kendi hikayesini dostuna anlatmaya başlar.

İçini, dostuna dökmeye başlayınca bir şey dikkatini celbeder.

Çaydan her yudum aldığında dostu bardağın eksilen kısmı kadar çay bardağını doldurur ve birkaç yudumdan sonra doldurmaktan öteye çay bardağının taştığını fark eder. 

Biraz canı sıkılır ama ev sahibine bir şey söylemeden hemen oradan ayrılır.

İçini boşaltmaya gittiği evden içi taşarak beni aradı. Olanı biteni bana biraz sitemkâr bir şekilde anlattı.

Biriyle hemhal olmak, sıkıntılarını, dertlerini paylaşmak istemek en insancıl bir davranış dedim.

Bir başkasının içinde bulunduğu sıkıntıyı, hüznü, keyifsizliği, mutsuzluğu dinlemek ve ona cevap vermekte bizi insan yapar. 

Bize içini dökmek isteyen bir kişi, içimizde onu kabul edecek bir boşluk olduğu düşüncesiyle hareket eder.

Hemhal olabilmek için bir taraftan diğer tarafa dökülecek dertlerin bir boşluk bulması lazım. İçimiz doluysa, bardak doluysa, daha fazlasını almaz.

Üzerine akıtılan her damla çay taşar. Eski evin üzerine, yeni ev bina edilmez.

Dostun sana hal diliyle aslında bunları anlatmaya çalışmış.

Bu durumda, içinde büyüttüğün dertleri, sıkıntıları sevmekle işe başla dedim.

Derdi veren Allah’tır. Derdi verenden dermanını istemeye başla. Derdi verene içini dök.

Derdi verenle hemhal ol. Kendi sesinle haykır, kendi gözyaşlarınla ağla, kendi duanla yakar.

Her zaman seni işitene, her zaman seni görene, her zaman seni dinleyenle içini dök.

Mevlâna ne güzel buyurmuş: “Bize lazım olan dilsiz, dudaksız bir hasbıhal, bir gönül okurluğu”. 

Bu arada dostuna da dua etmeyi unuma.

#amp-auto-ads