Türkiye'de hemen her kesimin saygı duyması gereken kurumların başında gelen Diyanet İşleri başkanlığı bizimde bilemediğimiz sebeplerden dolayı kendisini sürekli olarak bitmez tükenmez tartışmaların içerisinde buluyor, İşin garip tarafı Diyanet işleri başkanlarının değişmesine rağmen kurumun var olan ve herkesi rahatsız eden bu tartışmaların dışına çıkmak gibi bir çabasının olduğunu da hiç kimse söyleyemiyor.
Geçenlerde yazdığımız “64 Milyonu Kuran Okumasını bilmeyen Müslüman Ülke Türkiye” başlıklı yazımızın bu kadar ilgi göreceğini bilseydik bu kadar beklemeyi asla düşünemezdik, Toplumu bu kadar yakında ilgilendiren bir o kadarda yaralayan bir konunun gündeme gelmesine vesile olduğumuz içinde keyif duyduğumuzu söylememiz gerekiyor.
Yazının çıkmasından sonra yüzlerce telefon aldık, Türkiye’nin dört bir tarafından beşyüzün üzerinde mesaj ile bize ulaşan tebrik eden ve “Bu konu İslam dünyasının kanayan yarası , daha fazla üzerine gitmekte ilgilileri uyarmakta büyük fayda var” diye bizi uyaran okuyucularımızdan da anladığımız kadarı ile toplumun çok büyük bir kesimi Diyanet işleri Başkanlığının “Din Eğitimi” konusunda beklenilen çalışmayı yapmadığını düşünüyor.
Geçtiğimiz hafta bizi telefonla arayan bir Büyükşehir Belediye başkanımız “Yüksel Bey yazılarınızı her sabah büyük bir zevkle okuyorum ancak “”64 Milyonu kuran okumasını bilmeyen Müslüman Ülke Türkiye” başlıklı yazını nefes nefese ancak Müslümanların içerisinde bulunduğu acınacak durum dolayısı ile birazda endişe duyarak okudum, Tahir başkana rica edelimde seni bizim kente alalım daha yakın görüşelim, fikirlerini dinleyelim” dediğinde “Sayın başkanım iltifatlarınız için çok teşekkür ederiz ancak biz Tahir başkanın personeli değiliz, yazı yazdığımız yayın kuruluşlarını ve Kocaeli kentini çok seviyoruz, burada mutluyuz” cevabını verdik.
Bu kadar telefon ve mesaj trafiğinden sonra Diyanet İşleri Başkanının yaptığı bu açıklama sonrasında gerçekleştirdiğimiz dar kapsamlı bir araştırmada 2016 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı 6 milyar 482 milyon 979 bin liralık bütçe ile aralarında Bilim ve Sanayi, İçişleri, Kültür ve Turizm, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Bakanlıklarının da bulunduğu 12 bakanlıktan daha fazla bütçe ödeneği aldığını anladık, Hatta iş öyle bir noktaya gelmişki Milli İstihbarat Teşkilatı da 1 milyar 636 bin 803 liralık bütçesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gerisinde kalmış.
Bu kadar büyük bir bütçeye sahip olmasına rağmen TBMM'ye sunulan Diyanet İşleri Başkanlığı 2018 yılı bütçe tasarısına göre, başkanlık geçen yıl ülke bütçesinden aldığı 6 milyar 482 milyon liralık ödeneğe sığmamış, ilave ödenek alarak yılı 6 milyar 517 milyon lirada kapatmış.
Diyanet bu yıl da toplam 6 milyar 867 milyon liralık ödeneğin 4 milyar 939 milyon lirasını 8 ay içerisinde harcayıp bitirmiş, Aynı harcama hızının devam etmesi halinde yıl sonundaki harcamanın 7.4 milyar liraya ulaşacağı hesaplanmış, Hükümet, Diyanet İşleri Başkanlığı için 2018 yılı bütçesine ise 7 milyar 774 milyon liralık dev ödenek koymak zorunda kalmış.
12 Bakanlığın bütçesinden daha fazla imkanlara sahip olan Diyanet İşleri başkanlığının yaptığı ve yapacağı çalışmalar ile Türkiye sınırları içerisindeki vatandaşların Din eğitimini eksiksiz olarak vermesi daha da önemlisi yaptığı hizmetler ile dünyaya örnek olması gerekirken düştüğü bu durum “Ben Müslümanım” diyen hemen herkesi derin üzüntüler içerisinde bırakıyor.
Yine yaptığımız bir araştırmanın sonucuna göre Diyanet İşleri Başkanlığının 2017 yılı performans programına göre Diyanet İşleri Başkanlığının personel sayısı 117 bin 378 olarak açıklanmış. Merkez teşkilatında bin 117 personel hizmet verirken, personelin büyük çoğunluğu müftülüklerde görev yapıyormuş, Müftülüklerde görevli personel sayısı 115 bin 218 olarak açıklanmış.
Ayrıca Başkanlığın eğitim merkezinde 988, yurtdışı teşkilatında 55 kamu personeli bulunuyor. Kadro unvanlarına göre personel sayısına bakıldığında ise en çok unvandaki personeli imam-hatip olarak kadrolu bulunduğu görülüyor. İmam-Hatip unvanında 71 bin 362 personel hizmet veriyor. Kur'an kursu öğreticisi olarak 19 bin 721, müezzin olarak 11 bin 908, veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak ise 3 bin 51 personel Diyanet İşleri Başkanlığında bünyesinde görev yapıyor.
Bu kadar büyük bütçe bu kadar fazla personel ile hizmet verdiği söylenilen Diyanet İşleri Başkanlığından beklenilen tek vazife tahmin edileceği gibi Edirne’den, Kars’a kadar din hizmetlerinin eksiksiz bir şekilde verilmesidir.
Ancak bütün vatandaşlarımızın yakından takip ettiği gibi bir başkan çıkıyor, “Türkiye’de Müslümanlık artmıyor, gösterişe dayalı ibadet artıyor” açıklamasını yapıyor, bir Diyanet İşleri Başkanı Çıkıyor 900 milyon Liralık Mersedes’i makam aracı olarak kullanmak istiyor, en son Diyanet işleri Başkanı da geçtiğimiz aylar içerisinde Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde “Nüfusun yüzde altmışı Kuran okumayı bilmiyor” diye sızlanıyor.
Din adamlarına sonuna kadar güvenen onlara herkesten fazla inanan bu millette diyanet İşleri Başkanlığının bu tür abuk subuk açıklamaları sonrasında “Bu kadar görevli ne iş yapıyor” sorusunu her zamankinden daha fazla soruyor, Türkiye’de din eğitiminin daha üst düzeyde verilmesi gerekirken ortaya dinini, diyanetini bilmeyen bir kitlenin çıkması hemen herkesi de şaşkına çeviriyor.
Bu kadar kaotik bir ortam içerisinde cemaati olmayan camiler, Öğrencisi bulunmayan Kuran Kursları, Öğrencilerin kapısından zorla girdikleri İmam Hatip liseleri her geçen gün çoğalıyor, dini değerlere uzak, okumayan, okusada okuduğunu anlamayan gelen gençliğin yanısıra ellili yaşlarda öğrendiği yarım yamalak dualar ile çok büyük Müslüman olduğunu düşünen bir yapı ile “Allaha çok şükür müslümanız” şeklinde kibirlenip duruyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte din eğitiminin de yeniden yapılandırılması gerekiyor, aksi takdirde gelecek günlerde şu anki zor günlerimiz de arayacağımız kesin gibi görünüyor.