Beykoz Belediye Başkanvekili Özlem Vural Gürzel kıvrak bir hamle ile Ak Parti saflarına geçince CHP içerisindeki ‘’Bakın İmamoğlu ekibi partiyi sattı, partiye ihanetçileri doldurdular’’ söylemlerinin sahipleri iyiden iyiye seslerini yükseltir oldular.
Aziz İhsan Aktaş ile başlayıp onun iş yaptığı belediyelerde rüşvet ile iş yaptığına dair iddiaları ile CHP’li belediyeler birer, birer polisin şafak baskınları ile güne başlayınca ve işin sonunda Akp’ye geçen canını kurtarıp geçmeyenler ise kodesi boylayınca CHP içerisinde Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesini bir türlü kabullenmeyen kitle son Beykoz Belediyesinde yaşananlar ile iyiden iyiye ve alenen Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’e yüklenmeye başladılar.
Evet doğrudur bir yerlere birilerini getiriyorsanız onun yaptıkları ya da yapamadıklarından da siyaseten mesulsünüz ki bu konuda Ekrem İmamoğlu zaten bu mesuliyetin bedelini aylardır iddianamesi bile yazılamadan Silivri’de yatarak ödüyor zaten.
Özgür Özel’in ise bugün yarın sonunun aynı şeyleri yaşamayacak olmasının bir garantisi var mı sizce elinizi vicdanınıza koyup düşünün.
Efendim partiye yeni katılanlar, değişim isteyenler yaşanan her istifa ya da tutuklamadan sonra bunun mesulü ya da gelecekte bunları partiye yaşatması muhtemel insanlar olarak görülmekte ve onlar bu gurup tarafından adeta ötekileştirilmek istenmektedir.
Her verilen görevi yapsalar da , parti içi tüm faaliyetlerde bulunsalar da partinin ilkelerine aykırı tek bir söylemde veya eylemde bulunmasalar da partiye her fırsatta ve her mecrada laf söyleyen, eleştiriler sıralayan hatta işi hakarete vardıracak kadar fütursuzca saldıran bu gurup her seferinde kendilerinin kırk yıllık partili olduğunu, efendim gençlik kollarından geldiğini, pankart astığını, kapı ,kapı dolaştığını yok partinin baraj altında kaldığı zamanlarda burada olduklarını o nedenle bu partinin gerçek sahipleri hatta tek sahipleri olduğunu rahatça ilan etmekten de imtina etmemekteler.
Ha bunu yapanlar disiplin kurulları yerinde temsil kurullarında kendine yer buluyor mu diye sorarsanız işin garibi aynen de öyle oluyor, bir araba partiye laf edip sonra temsil listelerinde de bu dostlar arzı endam ediyorlar. Bu da siyaseti yapmanın kabul gören başka bir yolu ya da yöntemi olsa gerek.
Ancak her fırsatta partiye yeni katılanlar satıyor diyen dostlara kaçırdıkları bir iki noktayı da yazmada geçmemek lazım;
Mesela;
CHP’nin elinden Aydın büyükşehir Belediye’sini alıp AKP’ye teslim eden Özlem Çerçioğlu’nu da İmamoğlu mu partiye getirdi?
İstanbul İl Binasının kapısına beş bin polis ile dayanıp, gaz bombası ve coplar eşliğinde CHP İstanbul İl Binasının işgalinin Başkomutanı partide il başkanlığı, genel sekreterlik ve milletvekilliği yapmış kırk yıllık CHP’li Gürsel Tekin’i de partiye İmamoğlu mu hediye etmişti.
Ya hadi ondan da vazgeçtim parti yangın yerine dönmüşken, il Binası polis tarafından basılıp, kadın, genç demeden partililer yerlerde sürüklenirken NTV’de Penguenler belgeselini izlediği için sesi sedası çıkmayan hatta bu işin kazanı ben olacağım diye düşünen Kemal Kılıçdaroğlu’nu da partiye Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu mu kazandırdı?
Ne eskiler kıymetsiz ne de yeniler gereksiz diye düşünmek yerine ya eskileri seçeceksin ya da yenileri diyenlere son sözüm gelin Cumhuriyeti, Demokrasiyi, Laik ve Demokratik Hukuk Devletini savunan CHP’yi seçin ve gücünüzü birbirinizi yemek için değil ülkenin aydınlığa çıkması için harcayın olur mu?