Aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan ve gençlik kolları kongresi ardından büyük kurultayını yaptıktan sonra seçimi gündeme getireceğini düşündüğüm Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuşmasına başlar başlamaz demediğini bırakmadığı ve bu ülkede eğer bir sorun varsa tek suçlunun Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu belirttiği CHP'nin bu ülkede ne kadar iktidarda kaldığına baktığımızda öncelikle Erdoğan'ın döneminde uzun bir süre yasaklanan ve okunmasına izin wikipedia.org adlı sitenin verdiği bilgilere bakıyorum.
Ve damat kadar başına taş düşmesi için dua edilen CHP'nin iktidar hikayesine baktığımızda karşımıza ilk bilgi olarak aşağıdaki dip not düşüyor.
O nota baktığımızda aynen şöye deniyor..
'Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan ve sosyal demokrasi ve Atatürkçülük görüşlerini benimseyen ve merkez solda yer alan bir siyasi partidir. Parti tüzük ve programında belirtilen bu görüşlerin yanında sosyal liberal eğilimler de barındırmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ve ilk yasal siyasi partisi olma özelliklerini taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi, 1923'ten 1950'ye kadar aralıksız iktidarda kalmış ve 1946'ya kadar genellikle tek parti yönetimini uygulamıştır. Türkiye'de en uzun süre iktidarda kalmış siyasi partidir. Atatürk tarafından "Halk Fırkası" adıyla kurulan partinin adının başına 1924'te "Cumhuriyet" sözcüğü eklenmiş, 1935'teki 4. Kurultay'da "fırka" sözcüğü yerine dış dünyayla daha uyumlu bir kelime tercih edilmesi kararlaştırılmış ve bugünkü "Cumhuriyet Halk Partisi" adı benimsenmiştir.
12 Eylül Darbesi'nin ardından, o dönem Bülent Ecevit'in genel başkanlık yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış; daha sonra 3821 sayılı yasaya dayanarak, kuruluşunun 69. yıldönümü olan 9 Eylül 1992 günü tekrar açılmıştır.'
Ve dönüp Menderes, Demirel, Özal, Erbakan, Türkeşlerin başını çektiği merkez, muhafazakâr, milliyetçi iktidarların bu ülkede daha çok iktidarda olduğunu ve olmaya devam ettiğini görürken, yaşanan tüm sorunları nasıl götürülüp CHP'nin boynuna atıldığını düşünürken, aynı sağ kesimin basını ve medyayı hep elinde tuttuğunu ve onların oluşturduğu enformasyonla, 'olumsuz ne oluyorsa vur abalının sırtına' stratejisinin iyi tuttuğunu da anlıyoruz.
Ancak, Türkiye’nin 1950’den bu yana yaklaşık 65 yıllık sandık deneyimi var. Bu sürede CHP hiç tek başına iktidar görmedi. Toplam hükümet faaliyeti de yaklaşık 6 yıl. Bu 6 yıllık sürenin 4 yıl 9 ayı koalisyon hükümetleri içinde, 14-15 ayı da azınlık hükümeti içinde geçmiştir. Yani CHP bu dönemin sadece % 9.2’sinde iktidardadır.
CHP son kez hükümet fırsatını Bülent Ecevit’in başbakan olduğu 42. TC hükümeti (5 Ocak 1978 – 12 Kasım 1979) ile yakalamıştı. Buradan şu sonuca varabiliriz; Menderes, Demirel, Özal, Erbakan, Türkeşli dönemler sonrası18 yıldır tek başına iktidarda olan sağ, muhafazakar, milliyetçi AK Partinin yönettiği bu ülkede CHP son 50 yıldır iktidara gelemiyor.
CHP son kez hükümetteyken Türkiye’nin nüfusu bugün 82 dün ise 43 milyondu.
Son kez hükümet olduğu 1979’dan bu yana geçen 50 yıllık sürede CHP’yi zaferle tanıştıramamış, iktidar yüzü gördürememiş tam 4 genel başkan görev yaptı. Bu genel başkanlar içinde en uzun süreyle görev yapanı 15 yıl 8 ay ile Deniz Baykal oldu. CHP bu 4 başkanla 1979 yılından bu yana 5’i genel, 5’i yerel olmak üzere 10 seçimde seçmen karşısına çıktı. Ve hepsinde yenildi, yani hiçbirinde 1. parti olarak çıkamadı. Hatta bu seçimlerden birinde (1994) % 4, birinde de (1999) % 8 oy aldı.
CHP bu geçen 50 yıl zarfında 20 kez “kurultay heyecanı” yaşadı. Bunlardan 10’u olağan, 10’u olağanüstü kurultaylardı. Yani CHP iktidara yürüyeceği istikameti ve politikaları yeniden belirlemek, tasarlamak için tam 20 kez fırsat kullandı. Ne olağan ne de olağanüstü bir iktidar çıkarabildi bu kurultaylardan.
Özetle, 1979’dan bu yana CHP 10 seçim, biri 15 yıl görev yapan 4 genel başkan, 20 kurultay, % 25 oy ve 35 yıllık muhalefet mahkumiyeti gördü.
Peki bu duruma baktığımızda bu ülkede yaşanan olumsuzlukların tek suçlusunun CHP'mi yoksa arada isimleri unutulan sağ kesimli hükümet, iktidar, hatta cunta dönemlerinin de olduğu Menderes, Demirel, Özal, Erbakan ve Türkeşler dönemi midir?!.
Bilmem ama dün ülkenin iç barışına, ekonomisine, insan haklarına, adalete, hukuka nefes veren dönem olarak bilinen ve Çankaya köşkünde görüştüğü, Diyarbakır'da Kürtçe türküler eşliğinde göz yaşı döküldüğü HDP ile, sağ ve milliyetçi kesime hitap eden İYİ Parti, muhafazakâr kesime yakın Fazilet Partisi ile bu ülke için hepimiz diyen CHP'nin iktidarda kalmak için şamar oğlanı, bu durumu anlatan bir muhalefet ortaya koyamayan CHP'nin de bu şamarları kabul eden bir parti olarak görmek mümkün değil mi?
Bu yılın sonunda bir erken seçim ilan edileceğini düşündüğüm ben öyle anlıyorum, sizi bilmem..