Çanakkale ruhu bir destanın hikayesi

Çanakkale, yalnızca bir savaşın adı değildir; bir milletin küllerinden yeniden doğduğu, varoluş mücadelesinin taşa, toprağa ve kanla yazıldığı bir destandır. 1915’te, dünyanın en güçlü donanmalarına ve ordularına karşı, imkânsız denilen bir zafer kazanıldı.
Ancak bu zafer, sadece silahların gücüyle değil; iman, fedakârlık, cesaret ve vatan sevgisiyle kazanıldı. İşte bu ruh, Çanakkale Ruhudur.
Çanakkale Ruhu, vatan için canını hiçe sayan Mehmetçiklerin ruhudur. O siperdekiler yalnızca asker değildi; onlar bir milletin onurunu, hürriyetini ve geleceğini koruyan adsız kahramanlardı. Kimi daha 15’inde, kimi ana kuzusu; ama hepsi aynı amaç uğruna, aynı yürekle, gözünü kırpmadan cepheye koştu. Aç kaldılar, susuz kaldılar, ama düşmana geçit vermediler. “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!” diyen Mustafa Kemal’in izinde, her biri birer kahraman oldu.
Çanakkale cephesinde yaşanan kahramanlıklar yalnızca savaş meydanlarında değil, hastane çadırlarında, cephane taşıyan kadınların omuzlarında, mermiye kafa tutan askerlerin dualarında da yankılanıyordu. Seyit Onbaşı, 276 kiloluk top mermisini kaldırıp düşman gemisini batırırken, sadece bir demir parçasını değil, bir milletin umudunu da sırtlıyordu.
Bu ruh, birlik ve beraberlik ruhudur. Çanakkale’de doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi fark etmeksizin herkes aynı siperde omuz omuza savaştı. Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkes’i; fark gözetmeksizin aynı toprak için can verdi. Çünkü orada önemli olan millet, bayrak ve vatandı.
Cepheye gitmeden önce okunan mektuplarda, bir babanın oğluna veda sözleri, bir annenin duası, bir sevgilinin gözyaşı vardı. Onlar, vatanın selameti için sevdiklerinden vazgeçtiler. Çünkü biliyorlardı ki, Çanakkale düşerse vatan düşerdi.
Çanakkale Ruhu, imanın ve azmin zaferidir. Dünyanın en güçlü devletleri, en modern silahlarıyla üzerimize yürüdü. Ama hesap edemedikleri bir şey vardı: Mehmetçik’in sarsılmaz inancı ve vatan sevgisi. Düşman, topuyla, tüfeğiyle gelse de, o siperleri geçemedi. Çünkü orada bedenini siper eden, düşmana göğsünü siper eden kahramanlar vardı.
O günlerde mühimmat yetersizdi, kıyafetler yırtıktı, yiyecek kısıtlıydı. Ancak kısıtlı olan tek şey bunlardı; çünkü Mehmetçik'in vatan sevgisi, iman gücü ve cesareti sınırsızdı! Onlar için önemli olan, son nefeslerini verirken bile vatanın bağımsızlığını görebilmekti.
Bugün hâlâ Çanakkale’yi anarken, o ruhu yaşatmak en büyük sorumluluğumuzdur. Çanakkale’yi anlamak, sadece savaşları hatırlamak değil; birlik ve beraberlik içinde, vatan sevgisiyle, geçmişimize sahip çıkmak demektir.
Bu ruh, bugün de bizim yol göstericimiz olmalıdır. Çanakkale’de canlarını feda eden ecdadımız, bizlere bağımsız ve güçlü bir vatan bıraktı. Bizlere düşen görev ise, o emanete sahip çıkmak, Çanakkale’deki birlik ruhunu koruyarak ülkemizi daha ileriye taşımaktır.
Çünkü Çanakkale geçilmez,
Çünkü Çanakkale Ruhu ölmez!

#amp-auto-ads