Ramazan dolayısı ile daha önce belirttiğimiz gibi gazeteye normalden bir saat daha sonra gidiyoruz, Çay-Kahve derdi, Yemek derdi olmayınca kendimize ister istemez biraz daha fazla zaman ayırma imkanımız oluyor.
Son birkaç gündür “ Dünya’da ve Türkiye’de hangi olaylar var.?” diye haberleri taramaya başlamak için bilgisayarın tuşlarına dokunmaya başlayacağımızı düşünürken birbiri ardına çalan ve nerede ise tamamını birer felaket olarak değerlendirebileceğimiz haberleri almaya başlıyoruz.
“-Yüksel abi falanca müdürün testi pozitif çıkmış.
-Yüksel Bey çok sevdiğimiz eski belediye başkanımız koronaya yakalanmış..
-Yüksel kardeşim tam 5 gündür korona illetine yakalandım evde yatıyorum.
-Yüksel Ercan dünden itibaren tüm ev halkının testi pozitif çıktı, çoluk çocuk evde karantinadayız.
-Yüksel abi, amcaoğlu, hanımı, oğlu kızı salgın dolayısı ile karantina altına alınmıştı ancak durumları düzelmediği için bugün hastaneye kaldırıldılar.
-Yüksel bey maalesef babam korona belasını yenemedi bugün vefat etti”
diye başlayan ve sonu gelmeyen “felaket” haberleri karşısında kendimizi adeta son derece sert bir yumruk almış ve ringin ortasına “nakavt” durumda serilmiş bir boksör gibi çaresiz hissediyoruz.
Bizim gibi testi bundan aylar önce pozitif çıkan ve tüm aile fertleri ile birlikte on gün karantinada kalmadı dolayısı ile sıkıntıyı çok iyi bilen birisi olarak duyduğumuz-gördüğümüz-okuduğumuz rahatsızlıklar ve ölümler karşısında nerede ise kendimizi kaybedecek duruma geliyoruz.
Biz vatandaş olarak bu salgından kendimizi korumak adına var olan tüm tedbirleri almaya çalışıyoruz,
-Kalabalıklardan olabildiğince uzak duruyoruz
-Artık çift maske ile dolaşıyoruz
-eş-dost ziyaretlerini zaten aylar önce bırakmıştık
-Zaruri olmadıkça var olan tüm randevularımızı erteledik
Bunlarla birlikte Sağlık bakanlığının nerede ise gün aşırı hayata geçirdiği yasaklara da harfiyen uyuyor, görevlilere asla sorun çıkarmak istemiyoruz.
Bir vatandaş olarak biz elimizden geleni yaparken içerisine düştüğümüz bu zor durumdan çıkabilmek adına bizi yönetenlerin bırakın salgını ortadan kaldırmalarını en azından salgının sabitlenmesi ve daha üst noktalara çıkmaması adına ne yaptıklarını daha doğrusu ne yapmaya çalıştıklarını henüz anlayabilmiş değiliz.
Önceki gün yaklaşık bir ay önce testi pozitif çıkınca önce evinde karantinaya alınan ancak iyileşme olmadığı için hastaneye yatırılan bir dostumuzun hastaneden taburcu olduktan sonra lazım olan ilacı bulabilmek adına nasıl günlerce o eczane senin bu sağlık ocağı benim diye dolaştığını anlattıklarından öğrenince “yazık değilmi bu insanlara” demekten kendimizi alamadık.
Salgını önlemekle yükümlü olan yöneticilerin hal ve hareketlerine baktığımızda tam bir panik hali görüyoruz, Televizyonlarda çıkıp pembe tablolar çizen siyasetçilerin aksine sahada gördüğümüz olumsuzluklara an be an şahit olunca yazımıza başlık olan soruyu belki günde yüzlerce kez tekrarlayıp duruyoruz.
Bu işin içinden nasıl çıkacağız.?