Bazı insanlar yaşadıkları sürece değil, yaşattıklarıyla hatırlanır. İşte bu isimlerden biri de, Erzurum’un Tortum ilçesine bağlı Çamlıca köyünde 1942 yılında dünyaya gelen, gönül insanı Niyazi Çakmakçı’dır.
İlkokul eğitimini köyünde tamamladıktan sonra, 1958 yılında Muhabere Okulu’na giren ve 1960 yılında mezun olan Çakmakçı, 1980 yılına kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hizmet vererek emekli oldu.
Emeklilikle birlikte hayatındaki yeni sayfa, İstanbul’da ticaretle başladı.
Kuyumculuk, döviz ve kıymetli madenler sektörlerinde oğulları, Hakan ve Barış ile birlikte gece gündüz ve tatil demeden çalışarak başarıya ulaştı.
Bu başarı ,ÇAKMAKÇI GRUP adı altında toplandı.
Bu azmi sayesinde defalarca vergi rekortmenliğiyle onurlandırıldı.
Fakat Niyazi Çakmakçı’nın büyüklüğü sadece ticaretteki başarısıyla sınırlı kalmadı.
1999 Gölcük Depremi’nde yaptığı çok büyük maddi yardımlar, onun ne denli duyarlı ve yüce gönüllü bir insan olduğunu gözler önüne serdi.
Yüzlerce ailenin yarasını sardı, yeniden umut olmaya vesile oldu.
Doğup büyüdüğü köyü asla unutmadı. Çamlıca köyünün altyapısını tamamen yeniletti, oyun bahçeleri kurdurdu. Her adımıyla, memleketine olan vefasını gösterdi.
Ancak onun en büyük hayallerinden biri, çocukken içinde büyüttüğü okul rüyasını gerçeğe dönüştürmekti.
Ve bunu da başardı: Erzurum'da bir iş insanı İlk defa Kendi Adına okul yaptırıp Milli Eğitime hibe etmiştir.
Erzurum Tortum’da inşa ettirdiği Niyazi Çakmakçı İmam Hatip Ortaokulu, onun adını taşıyan bir eğitim yuvası olarak bugün yüzlerce öğrenciye kapılarını açıyor.
Aynı okulda, eşi Sevim Çakmakçı Hanımefendi adına kurulan İhtiyaç Sahibi Öğrenciler için Giyim ve Okul İhtiyaçları Standı ise duyarlılığın, inceliğin ve vefanın simgesi olarak hizmet veriyor.
Niyazi Çakmakçı’nın eğitime katkısı yalnızca binalarla sınırlı değildi. O, eğitimin her kademesinde onlarca öğrenciye burs vererek okuttu.
Onun desteğiyle okuyan öğrencilerin her biri bugün hayatın farklı alanlarında önemli başarılar elde etti.
Kimi doktor, kimi öğretmen, kimi mühendis oldu. Her biri, Niyazi Bey’in açtığı yolda ilerleyerek hem kendi hayatlarını hem de toplumu güzelleştirdiler.
Çevresine yıllarca maddi ve manevi yardımlar yapan, kazandıklarını paylaşmayı yaşam tarzı haline getiren Niyazi Çakmakçı, yalnızca ailesiyle değil, dostlarıyla, köylüsüyle, ihtiyaç sahipleriyle birlikte yürümeyi seçti.
Cuma Günü Hutbesinde Okunan Nahl Suresi 90. ayetini ise rehber edindi. Sure Mealen şöyledir: "Şüphesiz ki Allah adaletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder.
Her türlü hayasızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar.
Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir." İşte bu ayet onun rehberi olmuştur.
O, başarıyı sadece biriktirdiklerinde değil, paylaştıklarında bulan gerçek bir Anadolu insanıdır.
Bugün adını taşıyan okulda okuyan her çocuk, onun azmini, yardımseverliğini ve insan sevgisini yaşatmaya devam ediyor.
Niyazi Çakmakçı, gönüllerde taht kurmuş, ardında derin izler bırakmış, gerçek bir hayırseverdir.
Onu tanıyan herkes için bir ilham kaynağı, gelecek nesiller içinse bir örnek şahsiyettir.
İyi ki varsınız,
Ömrünüz uzun Gönlünüz hoş olsun.