Tesadüf mü bilmem ama Amerika, İtalya, Fransa ve Yunanistan birlikte Akdeniz'de Türkiye'siz tatbikat yaparken, Putin'in Erdoğan'ın konuğu olarak Türkiye'ye geleceğini duyduğumuz şu günlerde Suriye ve Irak'ta da yeniden bir hareketlenmenin olduğunu izliyoruz.
Tam da 'battı batacak' denilen bir süreçte Kafkasya'da yaşananların da getirdiği avantajı en iyi şekilde kullanan Yunanistan'ın daha dün gaz ve yer altı kaynaklarının arandığı Akdeniz'de limana çekilen Türk arama gemilerinin keyfinin ardından yanına dünya devlerini alarak tatbikat yaptığı bir sırada yine aynı Yunanistan solcular Kobani'de Kürtlerle aynı gün zafer ilan ettiğini hatırlatan Ortadoğu'da bulunan diğer bir örgüt ile PYD'nin yeniden çatışmaya girdiğini öğreniyoruz.
Kar kış ardından 'yolları kim açtı, kim açamadı' gibi suni gündemine yetişemediğimiz ülkenin adeta dışarıya kapandığı bir esnada ilginç bir süreci yaşayan dünyada bu iki gelişmenin bize anlatmak istediği ise; iki gümrük kapısında hala yaya geçişi yapılamayan Ermanistan'a da komşu memleketim Ardahan'ın sınır olduğu Kafkasya'nın gölgesi altında güney sınırlarının yeniden hem de bu dondurucu kış günü daha da ısınacağıdır.
Bunu anlamak için geçtiğimiz gün beklenmedik bir anda Van, Şırnak sınırlarına tam kadro giden ve adeta 'Biz buradayız' diye mesaj veren Milli Savunma Bakanı ve kendisiyle birlikte orada olan ordu komutanlarının çokta gündeme gelmeyen ya da getirilmeyen bölge ziyaretiydi.
Evet, son sürat yaşananlar başta havuz medya olmak üzere iç siyasetin 'Battı batacak' dediği Yunanistan'da, 'Düştü düşecek' denilen Kobani'nin olduğu bölgelerde yeni gelişmelere hazır olmak gerek der gibi..
Bu uyarıya dilini kesmekle tehdit ettiği Sezen Aksu konusunda geri adım atan Erdoğan'ın bir hayli anlamlı ve yumuşak açıklamaları, TKP'nın günler öncesi pankart yapıp, parti binalarının önüne astığı 6 Milyarı soran Kılıçdaroğlu'nun rahmetli Mesut Yılmaz'ın yıllar önce dediği gibi 'Bu ülkeye demokrasi gelecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer' demesini ekleyin.
Ha bu arada kendisine ait paraların bloke edilip, el konulacağı yaptırımı ile tehdit edilen Ukrayna hesapları içinde olan Rusya, Çin'in ve İran'ın ve karşısında olan gurup batının paralı askerlerinin aralarında olduğu acımasız kapitalizmin çarklarını oluşturan ne idüğü belirsiz İş-İT'in ve adı sanı duyulmayan çetelerin çatışmasını da unutmamak gerekir..
Çünkü İran'dan gelen gazın kesilmesi, her an şartel indirecek denilen elektriği konuşurken enflasyonu %50 geçenin Yunanistan'ın değil ülkemizin olduğunu ve birilerinin bu kez de bizi 'battı, batacak..' diye beklediğini, başkanının kim olduğu adeta unutturulan ABD'nin yeni Büyükelçisinin güven mektubunu alırken morali bir hayli bozuk olduğunu karşılama esnasında ortaya koyduğu yüz hattıyla gözlemlediğim Erdoğan gibi yaşanacakları göremiyor gibiyiz..