Atatürk Döneminde Türkiye – ABD İlişkileri (1923-1938) – (5)

Şükrü Saraçoğlu Heyeti’nin ABD Ziyareti

                ABD Büyükelçisi Joseph Grew ve 1930 yılı Kasım’ında Türkiye’ye gelen ABD Ticaret Bakan yardımcısı Julius Klein, Atatürk ve İnönü ile yaptıkları görüşmelerde Türkiye’nin Osmanlı borçlarının ödenmemesi durumunda Amerikalı bankerlerin Türkiye’ye kredi vermesini zorlaştıracağını belirtti. ABD bankerlerinden kredi alınabilmesi için Türkiye’nin ABD’ye uzmanlardan oluşan bir ticaret heyeti göndermesi gerekiyordu.

                Eski Maliye Bakanı Şükrü Saraçoğlu ve onun tercümanlığını yapan Osman Bey’den oluşan iki kişilik bir Ticaret Heyeti 23 Ekim 1931 yılında ABD de New York’a gitti.

                Heyetin amacı: “Amerikan iş çevreleriyle temaslarda bulunmak, sosyal hizmetler ve bankacılıkta kullanılmak üzere 50 ila 100 milyon dolar arasında kredi temin etmek, Türkiye’de pamuk endüstrisin geliştirmek için pamuk uzmanlarının Türkiye’ye gelmesini sağlamak, son olarak ta ABD’nin finans ve ekonomi sistemi üzerinde incelemeler yapmaktı.”

                Türk Ticaret heyeti, ABD Başkanı, iş ve finans çevreleriyle görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler kapsamında yukarıda sıralanan amaçların biri dışında hepsini gerçekleştirdi. Gerek Amerikan resmi çevreleri, gerekse özel Amerikan şirketleri ve sermaye piyasası Türkiye’ye kredi vermeyi kabul etmediler.

                Saraçoğlu Heyeti’nin ABD’ye yaptığı bu ziyaret Sovyetler birliği tarafından endişe ile karşılandı. Sovyetler Birliği Dışişleri bakanı Litvinof 1931 yılı sonlarına doğru bu endişeyle Türkiye’ye geldi. Bu ziyaret sırasında 1925 yılında imzalanan Dostluk ve Saldırmazlık Anlaşması 5 yıl uzatıldığı gibi, iki devlet arasında iktisadi yakınlığı geliştirme çareleri de arandı. Aradan çok geçmeden 1932 Nisanında Sovyetler Birliği Türkiye’ye 8. 000 000 Milyon Dolarlık kredi açtı. Bu kredinin bir kısmı ile Kayseri Mensucat Fabrikası kuruldu.

                ABD’nin Avrupa devletleri gibi doğrudan doğruya emperyalist politikalar izlememiş olması, Atatürk döneminde Türkiye – ABD ilişkileri, Avrupa devletlerine nazaran daha dostçaydı. Buna nazaran Türk – ABD ilişkileri, Türkiye – Avrupa ilişkilerine göre daha problemli ve karmaşalı oldu. Çünkü Amerikalılar Türkiye ile bugüne kadar hiç karşı karşıya gelmemiş ve Türkleri lâyıkıyla tanıyamamış ve yeteri kadar analiz edememişlerdi.

Amerikan Okulları Meselesi

                Atatürk döneminde yaşanan Türk – Amerikan ilişkilerinde en problemli alan, Türkiye’deki Amerikan okullarıydı. Türkiye’deki Amerikan okullarının kökleri 19’uncu yüzyıla kadar uzanır. 1830 Türk – Amerikan Ticaret Anlaşmasının bir ve dördüncü maddelerine göre “en ziyade müsaadeye mazhar millet” statüsüyle kapitülasyonlardan yararlanma hakkını elde eden ABD’ye ait misyonerler, eğitim, Hıristiyanlığı yayma, hayırseverlik, sosyal tıbbi ve kültürel faaliyetlerle, Osmanlı Devletini bir baştan bir başa işgal ettiler. 1914 yılı itibarı ile Türk topraklarındaki Amerikan okullarının sayısı, 426 olup, 17 adet misyonerlik merkezi ve 9 adet te hastane bulunmaktaydı.

                Birinci Dünya savaşını takip eden mütareke yıllarında Anadolu’daki Amerikan okulları en rahat, en şaşalı dönemlerini yaşadılar. Atatürk Nutuk’ta, Amerikalıların sadece Sivas’ta 23 tane okulları olduğunu yazıyordu. Bu yıllar, Amerikan mandası tartışmalarının yapıldığı, birçoğu Amerikan okullarında okuyan veya öğretmenlik yapanlar tarafından Türk Milletini Amerikalıların yönetimine teslim etmeyi hedefleyen Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin kurulduğu döneme rastlamaktadır.

Bursa Amerikan Koleji Olayı

                Ondokuzuncu Yüzyılın ikinci yarısında misyonerler tarafından kurulan Bursa Amerikan Koleji, uzun yıllar gayrimüslim azınlıkları eğitmiş ancak, Cumhuriyetten sonra daha çok Türk öğrencilerine hizmet verir hale gelmiştir. Ne var ki, 1928 de meydana gelen din değiştirme olayı, okulu bir anda çok büyük tartışmanın odağına sürükledi.

                1926 Yılında Milli Eğitim Bakanlığının İncil öğretimine son veren genelgesine rağmen bu öğretim Bursa Amerikan Kolejinde gizlice sürdürülmüş, yapılan uyarılar bir sonuç vermemiştir. Bazı öğrencilerin Hıristiyanlaştırılması sonucu, okuldaki bazı öğrenciler tarafından “Uyanık Yavrular Kulübü” adında gizli bir kulüp kuruldu. Bu kulüp, öğrenciler arasında Hıristiyanlığı yayan öğretmenleri ve din değiştiren Türk öğrencileri tespit etmek için kurulmuştu ve çalışmaları yurt içinde olduğundan fazla ses getirdi. Öğretmenlerden bazıları mahkeme sonucunda hapse mahkûm oldu.

                Bursa Amerikan Kolejindeki hadise, Türk ve ABD yetkililerini zaman zaman sert tartışmaların içine çekti, karşılıklı muhtıralar verildi ancak söz konusu okul, bir daha açılmamak üzere tamamen kapatıldı.

Not: Yararlanılan Kaynak: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınlarından “Atatürk Dönemi Türkiye – ABD İlişkileri” (1923 – 1938) Semih Bulut