Apartman kavgasından siyaset kavgasına giden yol

Müstakil bir ev yerine çok katlı apartmanlarda ikamet edenler yada yüzlerce ofisin bulunduğu bir iş merkezinde çalışanlar için “Ortak yaşam -Ortak alan” ifadeleri çok ama çok önemlidir,

Zira insanların bir arada olmaları adına takınacakları tavır aynı apartmanda mutlu yada mutsuz olmanızı sağlayacaktır.

Apartmanlarda “Ben kullanmıyorum” diye her ay gelen asansör bedeline katkı sunmamak edemezsiniz,

Ortak alana gelen aydınlatma bedeline de katkı sunmak gibi bir mecburiyetiniz var.

Eğer apartmanda bir görevli varsa onun giderlerine de katkı sunmak zorundasınız ki binanın merdivenleri temiz olsun, günün belli saatlerinde çöpleriniz alınsın vs. vs.

Buradaki apartman örneğinden yola çıkarak anlatmak istediğimiz bir arada yaşadığımızda karşımızdakinin hak ve hukukuna daha fazla riayet etme gerçeğidir,

Kendi aracınız ile yola çıktığınızda aracınızda nasıl oturacağınız ,

Aracınızı nerede park edeceğiniz sadece sizinle ilgilidir ancak toplu taşıma kullandığınızda kendiniz ile ilgili öncelikleriniz ortadan kalkar orada bulunanlara karşı sorumluluklarınız ön plana çıkar.

Devlet yönetimi de aşağı yukarı böyledir, aynı bina içerisinde yaşadığımız apartmana ne kadar iyi bakar sahip olursak binada yaşama keyfimizde o kadar çok artar binaya bakmadığımızda da keyfimiz kaçar.

Türkiye uzun bir süredir bir türlü kavganın bitmediği her gün çok sert tartışmaların yaşandığı apartman binalarındaki hayata benziyor.

Aynı binada yıllardır yaşadıkları halde birbirlerine selam vermeyen hatta daha kötüsü üst kattaki komşunun gece gündüz demeden alt kattaki komşusunun kafasına çöp atan memnuniyetsiz bir sürü ev sahibinin olduğu bir noktaya geldi.

Eskiden 15-20 daireli bir apartmanda bir cenaze olsa var olan komşuların tamamı günlerce seferber olur cenaze evine yemek taşır cenazeye olan saygılarından televizyon-radyo kullanmaz sesli bir şekilde konuşmazlardı bile.

Şimdi hepimizin bildiği gibi siyasi parti liderleri artık bayramlardan vaz geçtik cenazelerde bile bir araya gelmekten imtina ediyorlar, mecburen bir araya gelseler bile hiç birisi diğerinin yüzüne bakmıyor bir taraftan da “bitse de gitsek” diye saatlerine bakıp duruyorlar.

Siyasi parti liderleri mi apartmanda yaşayanları düzeltecek , yoksa apartmanlarda yaşayanlar siyasi parti liderlerine “ Bu gidiş gidiş değil, yukarıda siz birbirinize selam vermiyorsunuz biz aşağıda kazma kürek kavga ediyoruz, bu kavga dilini bir an önce bırakın sevgi dilinde buluşun yoksa iki yakamız bir araya gelmeyecek” çağrısını yapacak işin doğrusu bizde şaşırmış vaziyetteyiz.

Bildiğimiz tek şey yorgunluğumuzun ve umutsuzluğumuzun en üst noktada olduğudur.