Gündemin bir hayli yoğun olduğu ve başta Peker olmak üzere, birçoklarının öne sürdüğü iddiaların alıp, başını gittiği şu günlerde, ben de bu içi boş gündemin kuyruğuna takılmamak için direnip, kaçmaya çalışırken, kendimi bir parkın içinde yazı yazarken buldum.
Ve sabahın ilk saatlerinde parkın o güzel hoş gül ve çiçeklerinin kokusu arasında esen serin hava eşliğinde beni sardığını hissederken erken uyanıp, kalkmanın enerjisiyle dolu bir duygu ile sarıldığım bilgisayarın tuşlarına dokunurken, bugünkü yazımın nasıl sonuçlanacağını bende merak edip, tuşlara dokunan parmaklarımı izlerken, çevremdeki hareketliliğin içinde olan insanların koşuşturmaları,
5 Vakit Namazı koyan sistemin buradaki amacının diğer bir faydası ve yararını yediklerini sindirmeyip, bağladıkları göbeklerini eritme adına sabah ve akşam saatlerinde çıktıkları yürüyüşlerde anlamak mümkün.
Şişmanlığın tıp ve nazik adı olan Obezliğin dünyayı yeme adına olduğunu anlamayıp, yağ bağlayanların erken uyuyup, sabahın ilk ışıklarıyla iş, aş ve aşk adına kendilerini dışarı atmalarının en büyük öneminin spor ve sağlıktan geçtiğini anlamaları için, bu yazının yazıldığı parka gelip, onlarla birlikte uyanan yeşilliğin saldığı güzel ve mis gibi hava, koku, o üstüne paralar harcanan sağlık adına yeter artar bile…
Evet, dinimiz, atalarımız ve büyüklerimizin ilkokuldan başlayıp, tüm yaşamımız boyunca bizleri o sıcak yataklardan uyandırıp, salmak istedikleri dünyada en büyük kazancın erken kalkan erken yol alır, ata sözüyle de teyitlendirmeye çalışılmıştır.
Ve bu gerçeği göz ardı eden bizlerin uyurken aslında hızla akan yaşamı da yaşamadan zaten sonu hep uyumakla geçecek olan yere doğru zaman tükettiğimiz de anlamayız, dün yaşayacaklarımı bugün neden yaşayamıyorum diye yaşlanıp, yaşamak istediklerimizi yaşayamadan açtığımız pencerden camdan içeri giren taze havayı alma adına çıktığımız parkta yalnız başımıza kalırken..
Bu nedenle; Ömrümüzün yarısından çoğunu uyuyarak zamanı bitirmeden sabahın erken saatlerinde çıkmanın mutlak şartlardan biri olduğunu anlamak için hayatımız gibi yazımı da açık havada yazmak gerek diye düşündüğüm anı anlamak için gecikmeden çıkmak gerek aslında bir dört duvar olan alandan uzaklaşıp, okyanuslara açılmak en güzeli diyerek erkenden yazdığım bugünkü yazımın ne anlatmak istediğini anlamanız gerek..