Geçtiğimiz hafta aracımıza akaryakıt aldıktan sonra ödeme yapmak için kasaya yöneldiğimiz sırada müzik CD’lerinin bulunduğu tarafa göz gezdirince Sanatçı Ümit Besen’in “Nostalji” isimli eserini gördük, görür görmezde hayatımızın 40 yıl öncesinin anında bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçtiğine şahit olduk.
Yeteneği sayesinde bir gün içinde tamamlanan stüdyo çalışmaları sonucunda 1980 yılında piyasaya çıkan ilk Uzun Çalar Plağı “Şikayetim Var”, altın plak için gerekli olan satışın on kat üstüne çıkan Ümit Besen o günlerde olağanüstü bir başarı elde etmişti..
1980’li yıların ortalarından itibaren Türkiye’de “Taverna müziği” ismi altında bir akım başladı, Arif Susam, Nejat Alp, Cengiz Kurtoğlu, Ferdi Özbeğen gibi sanatçılar ile birlikte sanat hayatına başlayan Ümit Besen’in seslendirdiği “Islak Mendil ve Tahta masa” isimli eserleri aradan aşağı yukarı 40 yıl geçmesine rağmen halen daha nerede ise marş olarak okunuyor, toplumun bütün kesimleri tarafından büyük bir zevk ile söyleniyor.
Bir taraftan taverna müziği bir taraftan da Arabesk müzik hayatımıza girince 1980’li yıllarda çiçeği burnunda genç olan bizim nesil içinde yepyeni heyecanlar başlamıştı, Sözünü ettiğimiz ve Ümit Besen’in başını çektiği bu akım için sadece müzik demek son derece yanlış olur zira diğer sanatçılar ile birlikte Ümit Besen’in seslendirdiği bu eserler asında hayat çizgimizin de an be an değişmesine vesile oluyordu.
Yanlış hatırlamıyorsak 1980’li yılların ikinci yarısında Almanya’da yaşayan bir yakınımız bizi ziyarete gelmiş,ziyaretin sona erdiği günlerde de bizden o zaman ismine LP (longPlay) denilen şarkıların bulunduğu plaklar istemişti.
Bizde akrabamıza 8-10 adet Plak almıştık, Akrabamız Long Playlar içerisinde Ümit Besen’in “Islak Mendil” isimli plağını görünce işin doğrusu bize biraz bozulmuş ve bu durumu da “Başka bir şey bulamadınmı da gittin bunu aldın “ sözleri ile ifade etmişti.
Akrabamız Almanya’ya gittikten birkaç ay sonra bizi aradığında “Ne yalan söyleyeyim ilk anda Ümit Besen’in plağını pek gözüm tutmamıştı ancak plak içerisindeki şarkıları birkaç kez dinlediğimde adeta kendimi buldum, Senden ricam Ümit Besen şu sıralarda yeni bir Plak çalışması yaparsa ve okuduğu şarkılar Almanya’dan önce Türkiye’de çıkarsa en kısa zamanda alıp bana ulaştırmanı rica ediyorum” talebinde bulunmuştu.
O günden sonra günler su gibi hatta sudan daha hızlı bir şekilde akmaya başladı, böylesi bir süreçte, bizimde gençlik günlerimiz yerini yavaş yavaş olgunluk dönemine bırakmaya başladı, İşimizi kurduk, evlendik, daha iyi, daha rahat bir hayat sürme adına herkes gibi mücadele etmeye başladık.
Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen dikkat edin Ümit Besen’in seslendirdiği şarkılar asla gündemden düşmedi, aksine 60 yaşındaki bir insan ile birlikte 40 yaşındaki-30 yaşındaki 20 yaşındaki hemen herkes 1980’li yıllarda ortaya çıkan eserleri bugün bile ezbere mırıldanabiliyor.
Biz yıllar önce “Bir şarkı çalmaya başlar ve sen binlerce hayale dalarsın” şeklinde güzel bir deyim okumuştuk, İşin doğrusu bundan 35 yıl önce Ümit Besen tarafından seslendirilen eserleri dinlediğimizde bizde o güzel günlere , güzel dostluklara koşar adım gitmek durumunda kalıyoruz.
O günlerden bu günlere kadar
Dünya değişti,
Türkiye değişti
Dolayısı ile bizde değiştik,
Saçlarımız döküldü,
Gözlerimiz daha az görür oldu,
Dişlerimiz eksildi,
Reflekslerimiz biraza daha yavaşladı,
Merdiven çıkarken daha fazla dinlenmeye ihtiyaç duyulmaya başlandı.
Ümit Besen 1980’li yıllarda o güzelim şarkıları seslendirmeye başladığında hayatta olan amcalarımız-teyzelerimiz, babamız, annemiz şu an aramızda yok, Bizim yaşıtımız pek çok akranımızda kalp krizi trafik kazası gibi sebepler dolayısı ile vefat etiler.
Kendilerine biraz daha iyi bakanlar sakin-dingin bir hayat sürerken vücuduna hor davrananlarda şu sıralar bin bir hastalık ile mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
İşin doğrusunu söylemek gerekirse bizim hayatımızda bir noktadan sonra Ümit Besen’in şarkılarına göre endekslenir duruma gelmişti, Bundan muhtemelen 10 yıl önce bir spor kulübünün yardımlaşma gecesine katılan ve o doyumsuz şarkıları birbiri ardına seslendiren Ümit Besen ile program sonrasında yaklaşık bir saat süren sohbetimiz olmuştu.
O bir saatlik konuşma sırasında fark ettik ki şarkılar insan hayatının vazgeçilmez unsurları arasında yer alıyor, Her kesimin sahipleneceği eserleri bulmak-yazmak-seslendirmek elbette ki kolay bir hadise değil ancak bundan daha da önemlisi aradan 30 yıl 40 yıl geçmesine rağmen o şarkıların aynı keyif ile dinleyici bulmasıdır.
Sanatçılar bu vasıfları dolayısı ile o ülkelerde yaşayan herkesin adeta en yakın akrabaları durumundadırlar, Sanatçıların seslendirdiği eserlerde kendisini bulan, acı duysa bile bunu hayatın bir gerçeği olarak kabul eden milyonlarca insan pek çok noktada değişim geçirmesine rağmen bu tür sanatçıların eserlerini asla unutmuyor daha doğrusu unutmak istemiyor.
Eserlerini 40 yıldan fazladır büyük bir keyifle dinlediğimiz Ümit Besen ile bir daha karşılaşıp karşılaşamayacağımızı bilmiyoruz, ancak karşılaşmasak ta seslendirdiği eserler dolayısı ile adeta bir arkadaşımız bir kardeşimiz gibi kabul ettiğimiz bir sanatçının varlığı bize yetiyor.
Bizim amacımız burada bir sanatçının ve o sanatçının seslendirdiği eserlerin reklamını yapmaktan ziyade o sanatçının şarkıları ile birlikte 35 yıldır 40 yıldır devam eden hayat yolculuğumuzun bizi nasıl şekillendirdiği ile ilgilidir.
Son dönemlerde böylesi sanatçıların artık çıkmadığı da herkes tarafından kabul edildiğinden ister istemez müzik severler yıllar önce seslendirilen eserlere ve bu eserlerin sahiplerine daha sıkı bir şekilde sarılmak durumunda kalıyorlar, iyi de ediyorlar.
Yaklaşık bir haftadır bizim aracımızda Ümit Besen’in “Nostalji” isimli CD’si çalıyor, yolculuk sırasında şarkıları dinlerken aklımıza daha önce yaşadığımız şehirler, o şehirlerdeki arkadaşlarımız, yaşadığımız yada yaşamaya çalıştığımız hayatımız geliyor anılarımız bizi bazen sevindiriyor, bazen de derin üzüntüler içerisinde bırakıyor.
İyi ki Ümit Besen var, iyi ki bizi bundan 40 yıl öncesine götüren güzel sanatçılarımızın güzel eserleri var, ama daha da önemlisi bizde de bu güzel sanatçıları dinleyecek duygusallık ve kulak var.
Allah canına sağlık versin Ümit Besen kardeşim daha nice 40 yıl yazıları yazmak dileği ile uzun ve sağlıklı ömür diliyorum..